Sinif Mucadelesi

Kuzey Irak’taki operasyon ve gerçekler

Pazartesi 11 Şubat 2008

Başbakan Erdoğan şimdiye kadar ilk defa Kuzey Irak’a ve PKK’ya karşı yapılan operasyonların hem ABD’nin hem de Avrupa Birliği’nin de desteğiyle yapıldığını anlatıp, övünüyor. Bunda övünecek ne var?

Bilindiği gibi PKK’ya, daha doğrusu ulusal haklarını isteyen ve baskılara karşı çıkan Kürt halkına karşı yapılan çatışmalar sonucu 1984’ten bu yana, çoğunluğu Kürt kökenli olmak üzere 40 binden fazla insan öldü ve bu yolda her yıl yaklaşık 10 milyar dolar para harcanıyor. Kuzey Irak’a ise, PKK yok etme iddiasıyla son yıllarda en az 24 askeri operasyon yapıldı. Hatta bir defasında 35 bin askerin desteğiyle yapıldığı belirtiliyor. İşte sonuçlar ortada.

Her şeyden önce şunu belirtmekte yarar var, işçi sınıfını sömürerek servet elde eden, asalak bir hayat süren zenginler sınıfının iktidarı olan bu kapitalist düzende insanlar kendi ulusal kimliklerine, örneğin Kürt olduklarını sahip çıkmak istediklerinde bin bir bahaneyle baskıya, işkenceye uğruyor, hor görülüyor ve hatta bazen öldürülüyor.

Emekçilerin ve özellikle de Türk emekçilerin bunu desteklemede hiçbir çıkarı olmadığı gibi, bunları desteklediklerinde isteseler de istemeseler de onları da sömüren, ezen, işsiz bırakan Türkiye’deki patronlara, devlete ve genelkurmaya fiilen destek olmuş olurlar.

Emekçiler, Türk veya Kürt olsun, haklarını savunmak istediklerinde karşılarında burjuvazinin baskı güçlerini ve onu uşaklık eden medyayı buluyor. Baskı güçleri, haklarını almak için harekete geçen emekçilere saldırırken, medyanın satılmış kalemleri ise, emekçilerin "aşırı" istekleri sonucu ekonominin batacağını, ülkenin felakete sürükleneceğini uzun uzun anlatıyorlar. Zenginlerin, emekçilerin alın teriyle kazandığı milyonlarla nasıl şatafatlı ve lüks bir hayat sürdürürken, milyonlarca emekçinin ayda bir kaç yüz lira ile yoksulluk içinde nasıl yaşadığından söz bile etmiyorlar.

Son haftalarda zam furyası yine başladı. Toplu ulaşıma yapılan zamların ardından elektriğe yüzde 15; doğalgaza yüzde 7.4 ve benzine yine zam geldi. Ardından bir çok temel gıda ve diğer ihtiyaç maddelerine zam hazırlığı sürüyor.

Yeni yılda yapılacak zam ve saldırıları haklı çıkarmak ve bizlere meşru kılmak için şimdiden "açıklama" kampanyaları başladı. Yazılı basın ve televizyon kanalları uzun uzun "Türkiye’nin zor bir yıla" gireceğini anlatıyor. Yani bunun somut anlamı, ülkeye sahip çıkmak için emekçiler kemer sıkmaya devam etmeliler! Tabii bu arada patronların kârı da tırmanmaya devam edecek!

İşçi sınıfı örgütlü olmadığı için kendini savunacak ne sendika yönetimleri ne de gerçek bir örgütlülüğü olmadığı için patronlar ve onlara hizmet eden devlet ve hükümet bütün olanaklarıyla PKK sorunu; terör; kriz var (kriz varsa bu emekçilerin suçu mu?); aman ekonomi çıkmaza girer bahanelerle faturayı emekçilere çıkartıyor.

Biz emekçiler, kökenimiz ne olursa olsun, ister Kürt ister Türk, bölünme siyaseti tuzağına düşmeden birlikte bilinçli bir şekilde hareket etmesini başarırsak kendi öz çıkar ve haklarımız savunabiliriz.

2008 yılı, evet zor bir yıl olacak. Bu şartlarda esas olarak emekçiler için zor bir yıl olacak. Ancak işçi sınıfı üretimden gelen gücünü kullanırsa 2008 yılı patronlar ve asalaklar için zor bir yol olabilir! (01.01.08)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2008  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 115 - 4 Ocak 2008  Site yaşamını izle Başyazı   ?