Sinif Mucadelesi

Meclisteki kavganın sebebi “sataşma” değil!

Perşembe 11 Şubat 2010

Tekel işçilerinin mücadelesi sürerken Alevi Kurultayı’nda vakit geçiren Çalışma Bakanı hakkında, ’’Çalışma hayatında yaşanan anlaşmazlıklar karşısında ve ortaya çıkan sosyoekonomik duruma rağmen sorumlulukları yerine getiremediği’’ gerekçesiyle MHP tarafından verilen gensoru önergesinin gündeme alınıp alınmayacağına ilişkin görüşmede, MHP ile AKP milletvekilleri arasında kavga çıktı. Sonuç: 3 AKP, 1 MHP milletvekili yaralandı.

Önerge sahibi MHP’li eski sağlık bakanı Osman Durmuş, Başbakan’ın, TEKEL işçilerini ’’açlığa, yokluğa mahkum ettiğini, sözünün eri olmadığını’’ söyledi.

CHP Grubu adına söz alan Çetin Soysal, ’’İşçileri 4/C kölelik kapsamına alıp ’merhamet ettik’ diyorsunuz; alın merhametinizi başınıza çalın… Bu sorunu çözmesi gereken Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, yolsuzluğun bedelini bu insanlara ödetiyor… Önce mücahittiniz, müşahit oldunuz, müteahhit oldunuz, daha sonra her şeye müsait oldunuz…’’ dedi.

Soğuktan donan bir Kore gazisi, yardım kuyruğunda bekleyen insanlar, iş müracaatı için sıra bekleyen insanlar ile çöpten meyve toplayan çocukların fotoğraflarını kürsüden gösteren Soysal, ’’Bunlardan utanıyorum. Kula kulluk eden anlayışa yazıklar olsun… Sosyal devlet olmak için 4/B, 4/C, taşeronluk sistemini kaldırmanız lazım…’’ diye devam etti.

Bu sözlerin ardından tartışma çıktı ve tartışmanın uzaması üzerine meclis başkanı oturuma ara verdi, sonra yeniden AKP ile MHP arasında kavga devam etti. Sonuçta, başbakana “peygamber” denmesinden, eşine laf atılmasından, ondan, bundan bahane bulundu, kavga büyüdü ve gensoru görüşülemedi.

AKP’nin meclis sayısı nedeniyle diğer partilerden gelen her önerge ya da gensoru reddediliyor, görüşülmüyor. Ancak bu kez, bizzat Başbakan, kavga çıkarıcı tutum alarak önergenin görüşülmesini, oylanmasını engelledi. Tekel işçilerinin bir kısmı AKP’li bir kısmı AKP’ye oy vermişti. AKP, işçi sınıfının gücünü içerden ve derinden hissediyor. Kendisine oy vermiş, partisine güç vermiş tabanını kaybetmek, henüz belki parti yönetimini olması bile milletvekillerini zorluyor.

Milyonlarca emekçiyi, işsizi, yoksulu, kitleleri ilgilendiren çok daha önemli sorunlarda ağzını açmayan Başbakan, eşi ile ilgili tek söz edildiğinde mahalle kabadayısı kesiliyor. Hem eşinin türbanlı olmasını siyasi çıkar için kullanıyor hem de hiçbir eleştiri kabul etmiyor.

Ancak, son günlerde başta Erdoğan olmak üzere AKP çevrelerinin artan saldırganlığı, sıkıştıklarının göstergesi. Ekonomik kriz, askerle yaşanan çatışma, Kürt açılımında gerilemeleri ve en önemlisi emekçilerin ard arda gelen güçlü tepkileri, AKP’nin eskisi gibi toplumu denetim altında tutamadığını, oyalayamadığını gösteriyor. İşte onları kavgacı yapan bu gerçeği çok iyi bilmeleri.

Ayrıca, mitingde ya da birkaç göstericinin, gencin şiddete yönelmesini abartıp, büyük olay ve ceza konusu haline getiren siyasiler, dönüp kendilerine bakmayacaklar, onlara en küçük bir ceza kesilmeyecek, hatta hiç biri, vahşice saldırdığı diğerinden bir özür bile dilemiyor.

Emekçiler için hükümetin yıpranması olumlu ancak yerinene aynı programı şu veya bu ayar farkıyla uygulayacak başka bir siyasi partinin gelmesi hiçbir şeyi çözmeyecek. Bu nedenle emekçiler, güçlerinin düzen partilerine aktarılmasına izin vermeden kendi çıkarları temelinde örgütlenmelidir. (04.02.10)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2010  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 140 - 5 Şubat 2010  Site yaşamını izle Emekçinin Gündemi   ?