Sinif Mucadelesi

Çevre tehlikelerinin arkasında kapitalist düzenin kötülükleri var

Çarşamba 6 Ocak 2010

Kopenhag’ta “Yeryüzünü kurtarma” konusu etrafında toplanan 139 devlet başkanı ve hükümet yöneticileri dünyayı küresel ısınmanın neden olduğu felaketler ile tehdit eden zehirli gazların miktarını azaltmak iddiasındaydı.

Ancak Kopenhag’taki bu büyük medya şovu “dağ fare doğurdu”. Çevre sorunları bu aralar moda olduğu için dünyanın ileri gelenleri kendilerine çevreci görünümü vermek istediler ama cilalı bir duyuru dışında, elleri boş döndüler.

Bu başarısız sonuca rağmen Sarkozy, ABD ve Çin gibi dev güçlere karşı mücadele eden cesur bir kahraman havalarına girdi. Ancak Sarkozy’nin “dünyayı kurtarma” numaraları, satın alma gücünü kurtarmak için yaptığı numaralarından daha başarılı değil!

Sonuçlardan dolayı hayal kırıklığına uğrayan çevreciler ise, çevre kirliliğini azaltmak için bütün devletlere belirli asgari zorunlulukları dayatabilecek bir “dünya iktidarının” yokluğundan şikayet etti.
Evet yeryüzünün çıkarları çelişkili olan birçok devlete bölünmüş olması nedeniyle, en güçlü devletler dahil (ki en büyük çevre kirliliğini onlar yapıyor) devletlere insanlık çıkarlarına saygı gösterecek kararları dayatmak olanağı yok.

Ama sorun sadece “ulusal bencillik” ile sınırlı değil.

ABD, Almanya, İngiltere, Fransa gibi gelişmiş ülkelerin sanayileri, Çin’in böyle bir şeyi yapabilmekten çok uzak olduğu bir dönemden beri bunu yapıyorlar. Çevre kirlenmesini engelleyecek ve bunları sanayicilere dayatacak zorunlu kararlar nasıl alınabilir? Uluslararası bir mutabakata ihtiyaç duyulmayan bir ülke sınırları içerisinde bile bunu yapmaktan acizler.

Total şirketi Fransa’nın Kuzey ve Batı sahillerini kirletti ve kimse ondan hesap sormadı. Total’a ait Toulouse kentindeki AZF kimya fabrikasının yol açtığı patlamada ölen 31 kişi nedeniyle dava bile açılmadı!

Hindistan’da, dünyanın en büyük sanayi felaketlerinden biri olan Bhopal’ın 25’inci yıldönümüydü. Zehirli gazlar yüzünden 4 ile 6 bin kişinin öldü ve on binlerce insan sakat kaldı. Yer üstü ve yer altı felaketten sonra temizlenmediği için bugün bile bazı çocuklar, önemli sakatlıklarla doğuyor.

Ne ABD ne de Hint devleti Union Carbide şirketini, en azından telafi edebileceği zararları karşılamaya bile zorlamadı. Hatta zarar gören insanlara tazminat bile ödenmedi. Bhopal kenti bir mezarlık olmaya devam ediyor ama diğer yandan Union Carbide şirketi dünyanın en büyük kimya tröstü ile birleştiği için hissedarlar ceplerini doldurmaya devam ediyor!

Kârı artırmak için ne insanlara ne tabiata ne de yerküresine en küçük bir saygısı bile olmayan bu tröstler, eğer onlara bir kazanç getirecekse çevreci uygulamaları yaparlar. Siyasetçiler bu tröstler karşısında, tröstlerin kazançlarını artırmak için yaptıklarını “yarışı” haklı çıkarmaya çalışan palyaçolardan ibarettir.

Bizlere iklim değişikliğinin yol açtığı çevre kirlenmesinden dolayı milyonlarca insanın hayatının tehlikede olduğundan söz ediyorlar. Evet, bu doğrudur. Ama diğer yandan büyük oranda yine ayni insan kitleleri, hem de daha kısa bir vadede, ekonomik kriz nedeniyle yok olma tehlikesiyle baş başa ve tabiatın da bununlar bir ilgisi de yok.
Hatta bu kışın başından bu yana Avrupa’da bile bu nedenle yüzlerce insan öldü. Soğuktan dolayı mı öldüler? Daha çok sokağa atıldıklarından ve de kalacak bir konutları olmadığından öldüler! Yoksul ülkelerde gıda ürünlerine karşı her spekülasyon olup fiyatlar arttığında bir sürü insan bu nedenle ölüyor.

Dünyayı yönetenler ve bundan yararlananlar, bunları beceriksizlik nedeniyle yapmıyor değiller. Bu insanlar dünyaya zarar veriyor. Bu düzen devam ettiği sürece çevrecilik en iyi şekliyle laftan ibaret kalacak ve hatta bazı çıkarcılara seçimleri kazanmaları için malzeme olacak.

Dünyayı tehdit eden en büyük felaket kapitalizmdir ve dünyayı bundan kurtarmak gerekli. Diğer bütün tehlikeler bu düzenden kaynaklanır.

İnsanlık dünyayı bilinçli bir şekilde, yeryüzünü tahrip etmeden, herkesin ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla ekonomiye hakim olabilmek için kapitalist grupları toplumlaştırmak ve pazar ekonomisine, rekabete ve kâr düzenine son vermek zorundadır. LO (21.2.2009)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2010  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 139 - 6 Ocak 2010  Site yaşamını izle Uluslararası Gündem   ?