İşsizlik ile ilgili yayınlanan veriler
23 Aralık’ta, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) işsizlikle ilgili bazı rakamları yayınlandı. Buna göre 2008’de genel işsizlik yüzde 11, İstanbul’da yüzde 11.2 olup işsiz sayısı ise 1.4 milyon. İşsiz oranın en yüksek olduğu iller, Şırnak (22.1), Adana (22.5) ve Hakkâri (18.3).
Aynı yılın Türkiye genelinde istihdam oranı yüzde 41.7 olarak tahmin edildi. İllerin istihdam sıralamasına göre ise yüzde 62.8 ile Rize ilk sırada, yüzde 62.2 ile Gümüşhane ikinci ve sonra Artvin yüzde 58.9 ile üçüncü sırada. İstihdam oranının en düşük kaldığı iller ise Siirt (yüzde 22.3) Diyarbakır (yüzde 22.7), Şırnak (yüzde 23.2).
Tabii ki bu rakamlar gerçekleri yansıtmıyor. Örneğin, TÜİK’in verilerine göre işsizliğin en düşük olduğu il, yüzde 3.7 ile Ardahan’dır. 112 bin nüfuslu Ardahan’ın valisine göre, sanayi olmadığı için hem köyde hem de şehirde işsizlik sıkıntısı yok.
Ama yine ayni Ardahan’ın Ticaret ve Sanayi Odası başkanı “TÜİK’in rakamları doğru ve inandırıcı gelmiyor” deyip “Kimse bana Ardahan’da 10 kişinin dahi işe girdiğini ispat edemez. İşsizlerimizin birçoğu büyük şehirlere göç etti. Etmeye de devam ediyor” dedi.
İstatistik konusunda meşhur bir deyim var “rakamlara istediğimizi söyletebiliriz”. Türkiye’de gerçek işsiz sayısının 5 milyon civarında, yani yüzde 11.1 değil, yüzde 20 civarında (bu oranın gençler arasında daha da yüksek) olduğu bir gerçek. Üstelik Tekel örneğinde olduğu gibi bu illerdeki tek tük fabrikalar da kapanıyor. İşsizlik tazminatında biriken milyarlar işsizlere verilmeyip, işsizliğin esas sorumlusu olan patronlara, hükümet tarafından peşkeş çekiliyor. Bu da başka bir rezalet.
İşsizliğin nedeni, kâr mantığıyla çalışan bu patronlar düzenidir. Normal ve mantıklı bir toplumda işsizlik oranı sıfır olmalı. Yani herkesin bir iş güvenliği olmalı. Bu nedenle de mevcut işler çalışabilecek durumdaki herkes arasında, ücretler düşürülmeden, paylaşılmalı. (02.01.10)
