Sinif Mucadelesi
Her türlü açılım, demokrasi vaadi, tuz buz oldu

İşçilerin mücadelesi hükümeti geriletiyor

Çarşamba 6 Ocak 2010

Emekçiler için yeni yıl, tıpkı geçtiğimiz yıl gibi yeni zamlar ve işsizlik tehdidiyle geldi. Hükümetin her soruna bir açılımı, demokrasi vaadi var ama sıra işçilere geldi mi, hep aynı baskı, karalama ve daha baştan işçilerin talebini reddetme devam ediyor. Herkese esip gürleyen başbakanın bu siyaseti, bu kez ters tepti çünkü sert kayaya rast geldi. Eğer Türk-İş ihanet etmezse, işçiler sendika bürokratlarının ihanetlerine engel olabilirlerse, tekel işçilerinin de itfaiye işçilerinin de kazanma şansı vardır.

Çalışma Bakanı, tıpkı başbakan gibi “siyasetimiz devam edecek” diyor ama aslında Tekel işçilerinin mücadelesi karşısında geri adımlar atıyorlar. Önce polis eliyle uyguladıkları baskıyı durdurmak zorunda kaldılar, şimdi de para teklif ediyorlar.

İş güvencesi isteyen işçiler, sonuna kadar haklı. Onları destekliyoruz. Son günlerdeki işçi sınıfı mücadeleleri ve sonuçları, patronların hükümetlerini ve siyasetlerin nasıl geriletileceğini, değiştirilebileceğinin yolunu gösterdi!

Bir yanda ekonomik kriz nedeniyle işsizlik ve yoksulluk fırlarken diğer yanda özel sektöre patronlara kıyak çekmek için kamu fabrikaları kapatılıyor, işlerine devam etmek isteyen işçilere ya işsizlik ya da pat-ronların insafına kalın deniyor.

Üstelik bu fabrikaların çoğu, hükümetin demokrasi getireceğini vaat ettiği Kürt illerinde. Zaten buralarda işsizlik, neredeyse toplumu patlatacak hale gelmiş, işi olmayan, karnı doymayan, ailesini geçindirmeyene demokrasi lafı ne yapsın?

İşte esas sorun budur. Hangi milletten olursa olsun emekçilerin bir işi, insanca yaşayacak bir geliri olması lazım. Hükümet ise tıpkı DTP gibi, sanki sorunun temeli milliyet ayırımı imiş gibi siyaset yapıyor. Sorunların temelindeki sınıf ayırımının üstünü örtüyor.

DTP kapatılsa da yeni bir isimle Kürt siyasetçiler mecliste Kürtler adına olmaya devam edecekler. Ama hangi Kürtleri? Ailesini geçindirmek için her türlü işe razı olan emekçileri mi yoksa daha iyi olanaklar isteyen bir avuç Kürt aydını ve patronunu mu? Tıpkı Türk işçileri mecliste kimsenin temsil etmediği gibi Kürt işçileri de kimse temsil etmiyor, zaten işçiye meclis kapısı kapalı. Hatta ellerinden gelse, işçileri Ankara’ya bile almayacaklar.

Patronların ve hükümetin esas korkusu, kitlelerin şu veya bu nedenle sokaklara dökülmesi, gençlerin camları kırıp dökmesi, polisle çatışması değil, Tekel örneğinde olduğu gibi işçilerin, doğrudan kasalarını ve düzenlemelerini hedef alan, onların kâr düzenine dokunan mücadelesidir. Hükümet, patronlar için kazanç imkanları hazırlarken, işçiler buna müdahale ediyor.

İşte bu nedenle, bu mücadele, tüm işçi sınıfı için, bu yönüyle anlamlıdır ve başarısı oranında olumlu bir örnek olacak. Bunu patronlar da çok iyi biliyorlar ve onlar için bir sorun olan bu durumun bir an önce çözülmesi için hükümete akıl veriyorlar.

Patronların işyeri düzeyinde uyguladığı işçileri bölme siyaseti, hükümetler tarafından bir genel siyaset olarak uygulanıyor. Milliyet ayırımlar, din, mezhep ayırımları, bölgecilik bizzat kışkırtılıyor. Emekçileri bu düzenin bir aracı olan ayırımcılığı aşıp, ortak çıkarları için birlikte mücadele etme olanağı veren tek zemin, aynı sınıfın, yani işçi sınıfının üyeleri olmalarıdır. İşte bu nedenle bizler, sınıf mücadelesini savunuyoruz.

İşçiler, kendi çıkarları için mücadele ettiklerinde, patronları ve hükümetlerinin planlarını geriletebilirler. Türkiye’de işçi sınıfının tarihinde bu tür mücadeleler vardır.

Daha öncesini söylemeye gerek yok; 1994’te madencilerin grevi ve Ankara yürüyüşü, sadece madenlerin kapatılmasını durdurmamış, hükümet düşmüştü. 1999 yazında yine Ankara’ya basan işçilerin korkusundan Meclis, değiştirmek istediği SSK yasasını görüşememişti. Tekel işçileri de mücadele ederek, haklı taleplerini kazanabilir. (06.01.10)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2010  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 139 - 6 Ocak 2010  Site yaşamını izle Başyazı   ?