Sinif Mucadelesi
Düzenin güçleri milliyetçilik ve düşmanlığı kışkırtıyor

Bu siyaset, asıl gerçeklerin çıkar kavgalarının üstünü örttüğü gibi sorunları da çözmüyor!

Cumartesi 26 Aralık 2009

Anayasa mahkemesinin DTP’nin kapatma ve en uzlaşmacı görünen siyasetçilerinin yasaklanması kararı, hükümetin Kürt açılımının çapını somut olarak gösteriyor. Her şeye müdahale eden hükümet, mahkemenin bu kararı almasını önlemek için hiçbir şey yapmadı. Çünkü Kürtlerin, siyasi sistemi kullanarak ya da sokaklara dökülerek, kendi haklarını ve taleplerini ileri sürmesi onu fazla ilgilendirmiyor. Hükümetin peşinde koştuğu, kazanç musluklarını ve iktidarını korumaktır.

Yıllarca, “düşmanlarla çevriliyiz”, “Kürtler bizi bölmek istiyor” yalanlarıyla kitleleri oyalayan, Kürt düşmanlığı ve Türk milliyetçiliğini körükleyen tüm siyasi sistem ve bunun üzerine yükselen devlet kadroları açılıma direniyor. Üstelik bunu birkaç günde kolayca oluşturabildikleri bir düşmanlık ortamıyla, rahatlıkla yapabiliyorlar.

Milleti, dini olmayan, her türden büyük sermayenin has partisi AKP ve has adamı Erdoğan, Amerika’da, yapmaya hazır olduğunu açıkladığı görevlerini dinlerken, yeni bir durumla karşı karşıya kaldı.

DTP’nin kapatılması, kısa vadede milliyetçilerin zaferi gibi görülebilir, ancak hükümet bunu da kendi çıkarına kullanacaktır. AKP’nin de bir kapatma davası atlattığını unutmayalım. Ondan da “demokrasi savunucusu” olarak çıkmışlardı. Başka bir açıdan, bu kapatma kararı ile Kürt illerinde AKP’nin en büyük rakibi bir darbe almış oldu. Bu da işlerine gelecek, siyaset yapmak isteyen Kürtleri bir kez daha partilerine çağıracaklar. Sorunun çözülmesi için kendilerine güç verilmesi, daha çok desteklenmeleri gerektiğini ima edecek, söyleyecekler.

Şiddetten, ölümlerden, çocuklarını beklemekten, aşağılanma ve dışlanmadan bıkmış Kürt kitleler, çözüm bekliyor, üstelik bir an önce. Neyi seçecekler, ne yapmalılar?

DTP kitlelere ne öneriyor, AKP ne öneriyor?

DTP’nin ne istediğini net olarak bilen var mı? Kitlelere, sokağa hakim değiliz, Öcalan ile görüşün diyorlar. Kendi zayıflığını anlatan, bir siyasi parti kitlelere önderlik edebilir mi?

Bu açıdan Kürt burjuva sınıflarına bölgede gelişecek zenginlikten bir parça pay, aydınlarına bir alan, kitlelere ise kuru bir “barış ve demokrasi” vadeden AKP’nin cilası biraz daha parlıyor.

Aslında ne hükümet ne de ona yön veren burjuvazi, esas sorunları yaşayan Kürt kitlelerine hiçbir şey vermeden, bu güne kadar 300 bin dolar akıttığı ama artık kendisine sorun olan gidişatı değiştirmek istiyor. Burjuvazi her şeyde olduğu gibi en az parayla en fazla işin en kısa sürede yapılmasını istiyor.

Kitlelerin adeta şartlandırıldığı milliyetçi düşmanlıkların değişmesi için gerekenler yapılmıyor. Aksine, milliyetçiliğin kitlelere zarar verip onları şaşkına çevirmesi ve önüne sunulana razı olacak hale getirilmesi siyaseti izleniyor. Çünkü aksi taktirde, yani kitleleri razı etmek için düzenin güçlerinin, hükümetlerin izledikleri yanlış siyasetin, kirli çamaşırların, ödenen haksız bedellerin ortaya dökülmesi gerekecek.

Eğer, devlet içinde açılıma direnen milliyetçi, Kemalist kadrolar ve ordu kesimleri son haftalarda izledikleri yolu tırmandırırlarsa, durum daha da zorlaşacak, toplumda uçlaşma Kürtlere karşı düşmanlık artabilecek.

Böyle bir şey her şeyden önce aynı işyerinde, aynı patrona karşı, aynı sorunlarla boğuşan Kürt ve Türk emekçilere zarar verecek. Bu nedenle emekçiler, kendi siyasetlerini, milliyetçi değil sınıf temelli siyasetlerini öne çıkarmalı.

Milliyet, din, bölge, cinsiyet gibi her türlü ayrım, emekçilere zarar verir, bu düzenden çıkarı olanların ekmeğine yağ sürer. Bu toplumda esas belirleyici olan, hangi milletten ya da dinden olduğumuz değil, hangi sınıftan olduğumuzdur. Bu açıdan baktığımızda Kürt ve Türk emekçiler bir tarafta, Türk ve Kürt patronlar diğer taraftadır. O zaman, bugün yaşananları anlamak ve doğru tutum almak daha kolaydır. (11.12.09)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2009  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 138 - 11 Aralık 2009  Site yaşamını izle Başyazı   ?