Sinif Mucadelesi

Uluslararası Para Fonu (IMF): Emperyalizmin bir aracı

Cuma 16 Ekim 2009

Uluslararası Para Fonu, daha çok bilinen kısaltmasıyla IMF ve Dünya Bankası’nın İstanbul’daki toplantıları nedeniyle, başka zamanlarda bir araya gelemeyen bazı sol guruplar, ortak protesto gösterileri düzenliyor.
Dünya Bankası ile birlikte 1947’de çalışmaya başlayan IMF, bugün 185 devletin üye olduğu uluslararası bir örgüt.

Avrupa devletleri, İkinci Dünya Savaşı sonrasında neredeyse tamamen yıkılmış, ekonomi durma noktasına gelmişti. Tam aksine Amerikan ekonomisi savaş boyunca büyümüş, büyük tekellerin kasaları tıka basa dolmuştu. Artan üretimine pazar, biriken parasına harcama alanı arıyordu. Avrupa ekonomisinin canlandırılması ABD kapitalistleri için bir gereklilikti.

ABD, Avrupa devletlerine doğrudan para vermek yerine mali örgütler kurarak, yardım yapmayı seçti. 1944 yılında ABD’nin Bretton Woods şehrinde, 44 devletle Bretton Woods Antlaşması imzalandı. Bu anlaşmalarla biri IMF, diğeri, Dünya Bankası isimleriyle iki örgütün kurulması karalaştırıldı.

Herhangi bir ülke mutlaka hem IMF hem de Dünya Bankasına bir arada üye olmak zorunda.

IMF, Avrupa devletlerine kredi vererek uluslararası ticareti canlandıracaktı. Dünya Bankası da uzun vadeli yatırım kredileri vererek, Avrupa devletlerinin yeniden imarını sağlayacaktı.

Her iki örgütün sermaye ve kaynaklarının önemli bir kısmı o dönem ABD tarafından sağlandı.

IMF’nin kağıt üstündeki amacı, uluslararası ticareti dengeli şekilde geliştirmek, üye devletlerin tam istihdama ve yüksek büyüme hızına ulaşmasına imkân hazırlamak; borç ödeme güçlüklerinin çözümünde yardımcı olmak, üye ülkeler arasında para istikrarını kurmak ve korumak, vb. olarak sıralandı.

Ve IMF’ye üye ülkelerden, yani kendisinden para alanlardan şunları isteme hakkı tanındı; ülkelerin her türlü dış ticaret işlemlerinde kontrol uygulamasını önlemek, milli para biriminin altın veya dolar olarak karşılığını fonun uygun gördüğü biçimde belirlemek ve bunu değiştirmemek için devalüasyona gitmek, vb. Ayrıca IMF, bütçesi açık veya fazlalık veren ülkelere müdahale edip, bütçesini nereye kullanacağını dayatabiliyor.

IMF’nin en yetkili organı, üye ülkelerin temsilcilerinden oluşan Güvernörler Heyetidir. Yılda bir toplanan bu heyetin üyeleri, her yıl başka bir ülkeyi gezip, eğleniyor. İşte İstanbul’da bu toplantı yapılıyor.
Güvernörler Heyetinde her üye ülke, sabit bir oy sayısı yanında fona katılım hissesiyle oranlı bir oy sayısına da sahiptir. Buna göre en fazla oy hakkına sahip ülke, en fazla sermaye veren ABD.

Türkiye ile IMF arasındaki ilk anlaşma Adnan Menderes döneminde 1958’de imzalandı. O dönemden bu yana IMF ile 19 anlaşma imzalandı ve bunlardan, son üçle birlikte sadece dokuz tanesi zamanında bitirildi, geri kalanlar tamamlanamadan, yeni anlaşmalar imzalandı.

AKP’nin imzaladığı son anlaşma ile alınan 9.8 milyar doları aşan kredinin hepsi kullanıldı. IMF’yi milliyetçi bir bakışla, ekonomik sorunların sorumlusu gibi gösteren sol guruplar, hem abartıyor hem de Türk burjuvazisinin ve onun emrindeki siyasi sistemin sorumluluğunun üstünden atladığı için gerçekleri çarpıtıyor. Üstelik hükümetin açıkladığı hesaplara göre Türkiye’nin IMF’ye borcu 11.5 milyar lira. Bu miktar, toplam devlet borcunun yüzde 3’ü civarında.

IMF, kuruluşundan itibaren, devletler eliyle, asıl parayı veren emperyalist tekellerin, yoksul ülkeleri borç ve kredi altında soyup soğana çevirdiği uluslararası örgütlerden biri oldu. Ancak, IMF çarkının, asıl belirleyici olan kapitalist düzene hizmet etmekten öte bir işlevi yok. İşte bu nedenle asıl karşı çıkılması gereken, kapitalizmin şu veya bu kurumu, kuruluşu değil, bunların ötesinde kapitalist sistemin kendisidir.


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2009  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 136 - 2 Ekim 2009  Site yaşamını izle Güncel… Güncel… Güncel…   ?