Sinif Mucadelesi

Afganistan : Demokratik maskaralık ve kanlı savaş

Çarşamba 9 Eylül 2009

20 Ağustos seçimi, Batılı güçler tarafından yaptıkları askeri müdahaleyi onaylatmak için yapılan bir testti. Batılı güçler, yüz bin işgal askeri gücüyle, Afganistan’ın güvenli bir ülkeye dönüştüğünü, ciddi ve özgür seçim yapılabileceğini göstermek istiyor!

Güvenlik konusuna gelince, Tabilan, başken Kabil’in merkezinde bile saldırı düzenleyebileceğini gösterdi. Seçimden tam iki gün önce, NATO Genel Karargâhının merkezine düzenlenen bir intihar saldırısı sonucu 7 kişi öldürüldü. Ertesi gün, cumhurbaşkanlığı sarayına ve polis genel merkezine roketle saldırıldı. Başkent merkezinde bir bankaya yapılan saldırıda 17 kişi öldürüldü.

Taliban ise, seçimi boykot etmeye çağırarak, seçime katılanlara şiddet kullanacağını duyurdu. Seçim günü Kabil, her zamankinden daha feci, zırhlı araçlarla denetim noktaları ve askeri devriyelerle olağanüstü hal bölgesini andırıyordu.

Sonuç itibarıyla yetkililerin korktuğu, seçim merkezlerine büyük saldırılar, en azından basının aktardığına göre (çünkü seçmenlerin paniğe kapılmasını engellemek için basına şiddet olaylarına yansıtma yasağı getirildi) olmadı. Buna rağmen seçim günü, 30 kişi öldürüldü.

Seçime katılımın çok düşük olması için Taliban’ın saldırısına gerek kalmadı. 700’e yakın seçim merkezine gereken donanım yapılmadı, üstelik birçoğu açılmadı, açılanlarda da katılımın çok az olduğundan söz ediliyor. Bazı kaynaklara göre güneyde yüzde 10 civarında. Hatta başkentten gelen bazı görgü tanıklarına göre katılım, iddia edildiği gibi yüzde 40 ile 50 civarından çok daha az. Günlük Le Parisien gazetesi, “ismi bertilmeyen bir diplomatik kaynağa göre” katılımın yüzde 24 ile 35 arasında olduğunu yazdı. Tahmini sonucunun 3 Eylül’de ve kesin sonucun 17 Eylül’de açıklanması kararlaştırılmış olmasına rağmen Hamit Karzai, şimdiden, yüzde 50’den fazla oy alarak kazandığını açıkladı.

Karzai şanssız, çünkü en büyük rakibi de aynı açıklamada bulunup çok hile yapıldığını söylüyor: Seçmen kütüklerine bazı kayıtlar yapılmadı ama normal seçmen sayısından 5 milyon daha fazla seçmen kaydının olduğu, seçmen kartlarının satıldığı, oyların satın alındığı, kadın seçmen kimliklerinde fotoğraf olmadığı için bir sürü sahtekârlık yapıldığı ve özellikle de seçim sandıklarının usulsüz oylarla doldurulduğundan söz ediyor.

Her şeye rağmen Karzai tarafından atanan seçim komisyonu ve Batılı güçler, seçimin yapılmasından çok memnun. İran’da seçimde yapılan yolsuzlukları teşhir eden bu aynı çevreler, Afganistan’da kat edilen demokratik ilerlemeden dolayı memnuniyetlerini belirtiyorlar!
Örneğin Fransa dışişleri bakanı Kouchner, seçimden önce “önemli olan seçimin yapılması” demişti. Savaş nedeniyle derin acılar yaşayan bu ülkede yaşananların trajik bir maskaralık olması bu beyefendilere vız geliyor. Ülkenin başında kanlı bir haraççı ve Taliban kadar gerici birini iktidarda tutmak onlara göre demokrasi sayılıyor. Karzai son geçirdiği yasayla “kadınlara, kocalarının cinsel isteklerini yerine getirmelerini ve evden çıkmaları için kocalarının iznini şart koşuyor!” Karzai, seçimi ilk turda kazanmak için haraççı ve kan emici savaş suçlusu, esrar kaçakçısı savaş ağalarıyla ittifak yapmaktan çekinmedi. Kitleleri bu gibi eşkıyalara oy vermeye çağırmak, demokrasi yolunda önemli adımlar attırmış olsa gerek…

İşte, Batılı güçlerin sürdürdükleri kirli savaşı saygıdeğer kılmak için Afganistan’da yaptıkları çarpıtmalar.

Kouchner, savaşı meşru kılmak için “Fransa’nın güvenliği Afganistan’dan geçer” diyor! Bush’un söylediği ve şimdi Obama’nın tekrarladığı yalanlara, sahip çıkıyor. Onlara göre Afganistan’ın “el Kaide’nin daha çok Amerikalıyı öldürme zeminini genişleten bir alan olmasını engellemek” gerekiyor. Koalisyon ordularının sekiz yıldan beri yürüttüğü savaş, terörü ve acıları arttırdı, mücadele ettikleri Talibanı güçlendirdi. Kabil’in kuzeydoğusundaki eyaletin bir meclisi üyesi, “burada yaşayan insanlar bombardımanlardan, askeri devriyelerden ve can güvenliği olmadığından dolayı çok acı çekiyor. Hükümet tarafından terk edildiklerine inanıyorlar. Bu nedenle de yabancı askeri güçlere sırtlarını çeviriyorlar. Ve hatta bazıları, isyancıların saflarına katılıyor” diye itiraf ediyor.

Yabancı askeri güçler ülkeye sükûneti getirmediği gibi ümitsizliği daha da arttırıp suikastlar için yeni adayların ortaya çıkmasına katkıda bulunuyor.

Hem Fransız hem de tüm koalisyon askeri güçlerinin ülkeyi terk etmesi acil bir gerekliliktir.

LO (26.08.09)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2009  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 135 - 5 Eylül 2009  Site yaşamını izle Uluslararası Gündem   ?