Ana sayfa > Arşiv > Arşiv 2009 > Sınıf Mücadelesi Sayı : 131 - 1 Mayis 2009 > Fabrikalardan... İşyerlerinden > Gıda
Bu gerici düzende işçi sınıfı her hak için mücadele etmek zorunda
31 yıl aradan sonra 1 Mayıs yine Taksim’de anıldı!
Ancak, bu anma yöneticilerin iki yüzlülüğünü, kitlelere karşı uyguladıkları şiddeti, yasakçı zihniyetlerini ve sendika bürokratlarının da, üyelerini bile koruyamayan sorumsuzca tutumlarını bir kez daha gözler önüne serdi.
Tüm bunların ötesinde, sözde yetkili ve etkili düzen bekçilerinin, kitlelerin, işçi sınıfının gücü karşısında nasıl eğilip, bükülmek zorunda kaldıklarını, sözde önemli kararlarının nasıl geçersiz kalabildiğini de gösterdi.
Hükümetin, yetkililerin, sendika bürokratlarının ve medyanın elbirliğiyle 1 Mayıs, önce “Emek ve Dayanışma Bayramı”ına, sonra, “işçi bayramına” en son da “1977 katliamının anmasına” indirgendi.
Kadıköy’de mikrofonlara konuşan Türk-İş Başkanı Kumlu, daha da geriden geldi, 1 Mayıs için “bahar bayramı” dedi. “İşçi” sözünü ağzına almayan işçi sendikası başkanı, he hoş!
1 Mayıs, yüz yıl önce, işçi sınıfı örgütlerinin olduğu tüm ülkelerde, birlikte yürüttükleri 8 saatlik işgünü mücadelesinden doğdu. Bugün, ne 8 saatlik işgünü kaldı, ne işçi sınıfı örgütleri! Bu ortamda, işçilere “bayram” kutlamaları söyleniyor. Üstelik sadece, sözde yetkili kişilerin izin verdiği biçimde. Ve kimlerin “işçi” olduğuna da onlar karar veriyor!
Böylesi gerici bir yaklaşımın, tarihin karanlık geçmişinin bir parçası olacağı günler mutlaka gelecektir. İşte o zaman 1 Mayıs, içeriğini uygun olacak. (01.05.09)