Sinif Mucadelesi

Erdoğan, İsrail’in Filistin’de yaptığı katliamı oy torbasına döndürdü

Çarşamba 11 Şubat 2009

Başbakan Erdoğan, çeşitli hükümet yöneticilerinin ve en zengin patronların “Krizden sonra dünyanın paylaşımı” başlığıyla, kendi heveslerini konuştukları Davos Toplantıları’nın birinde, zorla söz alarak, kıpkırmızı bir suratla, öfkeyle İsrail cumhurbaşkanına birkaç laf söyleyip çekip gitmesi, üstelik de önceden planlandığı olduğu ortaya çıktı, sürekli gündemde tutuluyor.

Aynı Erdoğan, kendi ülkesinin sınırları içinde yaşayan Kürt kitlelerine, benzer bir katletme siyaseti uygulayan devletin hükümetini yönetmiyor mu? Birkaç yıl önce, Irak’ı her gün kana boğan, masum erkek, kadın ve çocukların ölümüne neden olan süreci başlatan ABD ordularının Türkiye’den geçip Irak’a girmesi için büyük çaba harcamamış mıydı? Erdoğan, Filistin ve Gürcistan’dan bahsediyor ama ne Irak’ı ne de Afganistan’ı ağzına almıyor, neden?

Filistin’i yıkan, çocukları, kadınları, masum sivilleri öldüren İsrail pilotları, Konya’da eğitim görmüyor mu? Hükümet, İsrail ile süren hiçbir askeri ve ticari anlaşmayı iptal etmedi. O zaman, başbakanın yaptığına, gösteriden başka bir şey denebilir mi? Zaten Erdoğan, gece ikide kendisini karşılayan şak şakçılarına bu gerçeği söyledi; “bizi eleştirenlere, oy sandığında gereken cevabı verin” diye.

Erdoğan, tıpkı gerici dinci Hamas liderleri gibi, Filistinlilerin kanları üzerinden siyaset yapıyor. Ne zaman gerçek sorunlar, ekonomik krizin arttırdığı işsizlik, geçim derdi gündeme gelse, ya Filistin’deki katliam ya da Ergenekon davası öne çıkarılıyor.

Türk-İş’in açıkladığı bir rapora göre, sadece kendi sendikalarına üye olan, son üç ayda, tekstilden 2 bin 520 işçi işten çıkarıldı, 2 bin 72 işçi ücretsiz izne gönderildi. Metal işkolunda 8 bin 618 işçi işten çıkarıldı, 4 bin 328 işçi ücretsiz izine gönderildi. Seramik, çimento, toprak ve tuğla işyerlerinde 7 bin işçi işten çıkarıldı, 3 bin 390 işçi ücretsiz izne gönderildi. Liste, gemi, petrol, deri, gıda ve diğer işkollarıyla devam ediyor.

Ayrıca tekstilde, belediyelerde kriz veya başka gerekçelerle, çalıştıkları halde işçilere ücret ödenmiyor. Ailesini, çocuklarını geçindirmek, okutmak, sade bir yaşam sürmekten başka bir derdi olmayan on binlerce emekçi, ailesine bakamama kaygısı taşıyor.

Hükümet, bu gerçek sorunlara ne çözüm öneri-yor? Patronların ödemesi gereken ücreti, bir süre devletin kasasından ödemeyi. Peki bu süre dolduğunda, yani seçim zamanı geçtiğinde ne olacak? Hükümet, krize çözüm üretmiyor, seçimi geçirmeyi ve iktidarı dönemini sorunsuz atlatmaya uğraşıyor. Zaman geçtikçe ise, kriz daha da derinleşiyor, etkileri ağırlaşıyor. Bu siyasetin bedelini, siyasiler ve patronlar değil, emekçiler ödeyecek.

Büyük sermayenin bir kesimi hükümetin bu siyasetini gördüğü için ısrarla IMF ile anlaşma yapılmasını istiyor.

Büyük patronların bir kesimi anlaşmanın imzalanmasını, böylece gelecek parayı, kriz döneminde zora düşmüş rakiplerini satın almak ya da yıkmak için veya üretime yatırmayıp vurguna yatırmak, işçilerini de daha düşük ücretle çalışmaya mecbur etmek için kullanmak istiyor. Ve onlar, hükümeti eleştirerek istedikleri yola getireceklerdi. Ama Erdoğan, çıkışıyla, onlara bu imkanı vermedi. Türkiye’nin sözde itibarını koruyan başbakan, nasıl eleştirilebilir?

Başbakan, kendisi söyledi “siyasetten geliyor” yani göz boyama, yalan söyleme, kitleleri oyalama, kandırma konusunda yetişmiş. Şimdi, uzmanlığını konuşturuyor.

Böylece emekçilerin dikkatini, geçimlerini tehdit eden bu düzenden uzaklaştırıp, duygu sömürüsüyle başka yöne yönlendiriyor.
Oysa Filistin’de ardı arkası gelmeyen katliamların, Irak’ta, Afganistan’da ve da-ha birçok yerde hala süren vahşetin nedeni, büyük uluslararası şirketlerin, devletleri ve orduları eliyle sürdürdükleri kâr yarışı, dünyayı paylaşma ve denetleme yarışıdır.

Kapitalist ekonomik düzen, topluma ödettiği bedellere rağmen kendiliğinden yok olmuyor, eğer toplumsal bir güç onu ortadan kaldırmayı başarırsa yok olacak.

Bu toplumsal dönüşümü gerçekleştirebilecek tek güç, her şeyi var eden, üreten işçi sınıfında var. Üretimi ve yönetimi toplumun denetimi altında, toplum ihtiyaçlarını karşılamak için yeniden düzenlemek işçi sınıfının başarabileceği bir görevdir. (04.02.09)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2009  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 128 - 7 Şubat 2009  Site yaşamını izle Başyazı   ?