Sinif Mucadelesi

Rusya : Putin kamu yoklamasından geçti

Pazar 24 Şubat 2008

Birleşik Rusya Partisi için 2 Aralık’ta yapılan milletvekili genel seçimleri önemli bir başarı oldu. Cumhurbaşkanı Putin seçim kampanyasını bizzat kendisi yönetti. Bu başarı Putin’in kendisine kutlama mesajı gönderen tek Batılı yönetici olan Sarkozi tarafından kutlanmasını sağladı.

Birleşik Rusya Partisi, Putin’in 2004 yılında aynı oy oranıyla Cumhurbaşkanı seçildiği yüzde 64,19 oy oranıyla geniş ölçüde en baştaki yerine ulaştı. Böylece Duma’da (milletvekillerinin yer aldığı Millet Meclisi) 315 milletvekili elde ediyordu.

Sadece diğer 3 parti daha milletvekili çıkarmayı sağlayan yüzde 7 barajını aşabildi. Komünist Parti yüzde 11,59 oyla 57 milletvekili çıkardı.

Putin’i destekleyen aşırı milliyetçi Jirinovsky’nin partisi oyların yüzde 8,18’ini alarak 40 milletvekili çıkardı. Kremlin tarafından kısa bir süre önce kurulan Adil Rusya Partisi’ne gelince yüzde 7,78 oy oranı ona, 38 milletvekili elde etme olanağı veriyordu.

Böylece Duma’daki toplam 450 koltuğun yaklaşık 400 tanesi, Putin’i açık olarak destekleyen partilere gidiyordu. Bu ezici çoğunluğa dayanan, halk nezdindeki meşruluğu ve itibarıyla böbürlenen Cumhurbaşkanı Putin, yönetici çevrelerini meşgul eden temel sorunu, yani kendinden sonra gelecek kişinin kim olacağı sorununu çözmeye çalışacak.

Cumhurbaşkanlığı seçiminin, mevcut durumda Rus Anayasası Putin’in üçüncü defa cumhurbaşkanı olma fırsatını entrikayla elde geçirmesine izin vermeksizin, 2008 yılının Mart ayında yapılması gerekiyor.

Medya aylardan beri Putin’in cumhurbaşkanlığını iktidar gerçekliğini elinde tutarak terk edebileceği şeklindeki çeşitli söylenti ve hipotezleri birbiri ardına yayınlıyor.

Bulunan çözüm, ya da 2 Aralık seçimlerinde yapılacak uluslararası basında yankı uyandıran yolsuzluklar ne olursa olsun, Putin kuşkusuz büyük bir bölümünde nispi olarak olumlu etki yapan bir bilanço sayesinde elde ettiği kamu oyundaki itibarı ve saygınlığından yararlanıyor.

«Düzene koymak»...

Putin, 1999 yılının sonunda iktidara geldiğinde merkezi iktidar, alkolle olduğu kadar hastalıkla da yıpranmış cumhurbaşkanı Yeltsin gibi sendeliyor görünüyordu.

Ekonomi başıboş bir biçimde bürokrasinin bin bir sektörünün yağmalamasına terkedilmiş, ülke parçalanmış ve bu parçalanmadan geriye kalanlar ise, taşra kentlerini veya cumhuriyetlerini klanlara boyun eğen etki alanlarına dönüştürmüş olan bürokrasinin küçük bölgesel krallıklarına yem olmuştu.

Moskova tarafından dayatılan kanunlara karşı çıkarak kendi öz kanunlarıyla donanmışlardı, bazen da yabancı ülkelerde kendilerini iktidardan bağımsız olarak temsil ediyorlardı. Sadece kendi klanlarını yararlandırmak üzere vergileri ellerinde bulunduruyorlardı.

Ve hatta 1998 yılının Ağustos ayından önce bile, merkezi iktidar için birbiriyle yarışan çok sayıdaki klanın devlet kasalarını yağmalanması, ülkeyi çökertmişti.

Putin 1999 yılının sonundan itibaren demir bir yumruk indirir gibi Rus devletinin otoritesini yeniden oluşturmak üzere girişimde bulundu.

Kafkasya’da ikinci bir korkunç savaş başlattı, nüfusun büyük bir bölümünü sefilliğe, yoksulluğa iterek hızlı bir biçimde zenginleşmek için eski iktidarın zayıflığından yararlanan bu iktidara yakın olanları hizaya getirdi.

Putin bu konuda, Rusya’nın dünyada birinci sırada üretici ülkelerden biri olduğu akaryakıtın ve diğer hammaddelerin aşırı fiyat artışlarından yardım gördü.

Böylece devlet kasaları yeniden canlandı, ücretlerin ve emekli maaşı gibi diğer gelirlerin öncekinden daha iyi miktarlarda hemen hemen düzenli bir biçimde ödenmesi sağlandı ki, bu durum geçmişteki durumdan canı yanmış olan halkın bir kısmı tarafından Putin’in yararına yorumlandı.

Putin’in halk nezdinde edindiği nispi itibarı öncelikle toplumun bu biçimde yeniden düzene konması açıklıyor. Seçim sonuçları ise muhalefetin birçok akımının kaba bir biçimde saf dışı edilmelerinin daha büyük orandaki yansımasını dile getiriyor.

...«yasal diktatörlük» tarafından

Putin, amacına ulaşmak için, iktidar çevrelerinde yer alan, kokuşmuş, bozulmuş Yeltsin dönemine en iyi dayanan kadrolardan destek sağlamayı çok iyi bildi. Tabii bunlar arasında eski KGB, diğer deyişle politik polis, ordu, polis ve diğer baskı güçleri bulunuyordu.

KGB eski subaylarından biri olan Putin, devlet çarkının ve oligarşinin adamlarından alınan devasa şirketlerin başına sistemli bir biçimde polis savunma ulaşım ve sınırlarla ilgili bakanlıklara adamlarını yerleştirdi.

Her türlüsünden silahlı güçlerin adamları «siloviki»ler ( ), «kanunların diktatörlüğünü» kullanarak, yavaş yavaş Putin’in «dikey» iktidar diye adlandırdığı iktidarı yeniden inşa ettiler.

Bu sözü edilen kanun öncelikle, Rus toplumunun egemen politikası ve sosyal gücü olarak kalan eski Stalinci bürokrasinin kanunudur. Çünkü iş dünyasında zenginleşen «yeni zenginler» yanında, iktidarda oldukları için durumdan yararlanan çok sayıda bürokrattan oluşan bir bürokrasi de bulunuyor. İşte bu bürokrasi küçük ya da orta büyüklükte olsun Rus burjuvazisine iş yapma iznini veriyor.

Putin’in Kremlin’i en üst düzeyinde bu büyük asalaklıkla denetimini, iktidarını uyguluyor. Bürokrasinin temel ve aynı zamanda da tek kullanıcısı olduğu tek bir yolsuzluğun miktarı her yıl için 250 milyar dolar olarak tahmin ediliyor.

Ekonomiyi bir ölçüde, iktidar pastasından çeşitli klanlara parçalar dağıtarak, birilerinin diğerleriyle daha çok ilgilenilip kendilerinin kenara bırakıldıklarını hissetmemelerine dikkat ederek düzenliyor.

Putin, burjuvazinin nezdinde, Stalin döneminden beri süregelen eski bir gelenek olarak yeni bir yüksek hakemlik inşa edebildiyse de, bunun sonucu olarak ortaya çıkan dengeler henüz çok hassas ve kırılgandır.

Bu durum, son aylarda yeniden gözlendi. Bu dönemde gizli servislerin klanları arasındaki, uyuşturucu trafiğini denetimleri altına alma temelinde gerçekleşen hesaplaşma sırasında, yüksek rütbeli bazı generaller kendilerini cezaevinde buldu ve bazıları da de öldürüldü.

Bu aynı dengenin geçiciliği ve yüksek hakemliğin yokluğuna yol açan kaos ve karmaşa içinde geçen bu son 20 yılda bürokrasinin yaşadığı deneyim, Rus yönetici klanlarının şu an için, iktidarın mevcut yapısında hiç bir temel değişiklik yapılmamasının çıkarları gereği olduğunu ve bu konuya dikkat etmeleri gerektiğini anlamalarını sağladı.

Milletvekili genel seçimlerinin arifesinde ülke insanlarına seslenen Putin, ülkenin «iktidarın tümüyle yenilenmesi evresine» girdiğini söylemişti.

Ancak Putin’in ve bürokrasinin en yüksek düzeylerinde bulunanların sorunu, her şeyin ötesinde hassas bir durumda yeniden kurulan bu dengede temel olan hiçbir şeyin değiştirilmemesidir. LO (07.12.07)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2008  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 115 - 4 Ocak 2008  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi’nin Sözü   ?