Oktar’ın evrim kariyeri bitti mi?
Adnan Oktar’a yapılan polis baskınını, büyük bir medya kampanyası gündemde tutuyor. Oysa Oktar yeni tanınan biri değil: 1980’lerden bugüne 6 kez gözaltına alındı, 4 kez tutuklandı, her seferinde tertemiz, eski iğrenç yaşamına geri döndü.
Atatürk’e hakaretle başladığı kariyerini, evrim karşıtı yayınlarıyla geliştirdi, 8-13 yaşında çocukları satmayla ve kadınları cinsel köleleştirmeyle zirveye çıkardı.
Eski emniyet müdürü Saadettin Tantan, Oktar’a operasyon yaptığında Fazilet Partisi’nin karşı çıktığını, özellikle bir dönem Meclis İnsan Hakları Komisyonu Başkanlığı da yapan sonra CHP milletvekili olan Mehmet Bekaroğlu’nun “bunları biliriz, iyi çocuklar” diye kendisine baskı yaptığını açıkladı. Çocuğunun zorla alıkonduğunu söyleyen bir anne, hazırladıkları bir dosyayı, bir önceki meclisteki tüm milletvekillerine gönderdiklerini ama hiçbir şeyin yapılmadığını söyledi. Mağdurların ve yakınlarının anlattıkları, Oktar’ın tüm iğrenç işlerinin bilindiği ama uzun yıllardır korunduğu fikrine götürüyor.
Nedeni anlamak zor değil. Oktar, “modern dinci” görüntüsü altında, hep dinci ve sağcı partileri, son yıllarda da AKP’yi, Erdoğan’ı destekledi. Elbette düzenlediği ve siyasilerin, patronların, sanatçıların katıldığı gösterişli eğlenceler, belki de rüşvet kasetleri de etkili olmuştur.
Oktar’ı dokunulmaz kılan esas çalışması, Harun Yahya adıyla yayınladığı evrim karşıtı broşür, kitap ve atlaslar. Hatta okullarda, AVM’lerde, meydanlarda, birkaç fosil ile evrimin çürütüldüğüne ilişkin sergiler açılıyordu. Şimdi bunu Erdoğan’ın oğlunun başında olduğu vakıf yapıyor.
ABD’nin gerici Evengelist tarikatının evrim karşıtı yayınlarını çevirten ve sanki kendi yazmış gibi bu isimle basan Oktar, tüm okullara, resmi ve özel kurumlara, turistik işletmelere, otellere, her yere bu kitapların ücretsiz dağıtımını sağlamıştı.
İşte Oktar’ın, gözaltına alınırken bir gazeteciye “Erdoğan bilmiyor galiba; komünistler, PKK’lı bölücüler dururken beni alıyorlar” diye feryat etmesi bundan. (01.08.18)
