Yunanistan : Genel grevin başarısı
21 Ekim Salı günü özel sektörün büyük sendika konfederasyonu olan GSEE ve kamu sektörü sendikası Adedy’nin genel grev kararı nedeniyle on binlerce emekçi Atina ve büyük kentlerde yürüyüş yaptı. Grev, kent için ulaşım, tren, uçak seferlerini (200 uçuş iptal edildi), vapur seferlerini (adalara hiçbir sefer yapılmadı) etkiledi.
Yürüyüşe katilanlar sağcı Karamanlıs hükümetini yuhalayıp, “Onların krizi ödemek istemiyoruz”, “Hayat pahalılığı, yoksulluk ve işsizlik: Yeter artık!” gibi dövizler taşıdılar. Aynı zamanda 700 avro alan asgari ücretin 1.400 avroya çıkarılmasını ve hak ve emeklilik maaşlarına yapılan saldırılara son verilmesini istediler. Ertesi gün, küçük esnaf eylem yapıp, dükkan kapattı. İki gün sonra İktisat Bakanlığı’nın önünde işten atılmaları protesto eden tekstil emekçileri polisin şiddetli saldırısına uğradı.
Durum gittikçe emekçiler için daha zorlaşıyor ve bu da yılardan beri sürüyor. Avrupa konseyi verilerine göre 2005’te Yunanistan’daki 18 yaş üstü yoksulluk sınırında olanların sayısı yüzde 14’e çıkmıştı. Bu rakam, 27 üye ülke için ortalama yüzde 8’dir. Ayrıca bu veriler, Yunasitan’da her üç emekçiden birinin emlak kredisi veya ev kirası ödeyemeyecek durumda olduğunu gösterdi. Bu rakamın Avrupa ortalaması onda birdir. Ücretler yerinde sayıyor, örneğin Fransa’ya göre çok düşük. Altı ay önce hükümet memur maaşlarına zam yaptı ve bu zamla birlikte temel maaş 711 avroya çıktı! Fiyatlar ise, örneğin sadece Ağustos ayında yüzde 4.6 arttı. Temmuzda süpermarketlere giden müşteri sayısı yüzde 5.8 oranında azaldı.
Karamanlis’in uyguladığı siyaset bir istisna değil, patronların çıkarlarının savunucularının siyasetidir. Örneğin modernleştirme bahanesiyle kamu şirketleri özelleştiriliyor, geleceklerinden endişeli olan liman işçilerinin Pire adası ve Atina limanı kargo hizmetleri bir taşeron Çin şirketine verildi. Ulusal havayolu şirketi Olimpic Airwais da özelleştirilecek. 4.500 çalışan ise, erken emeklilik, yeni şirkette başka bir iş veya hizmetlerde bir iş öneriliyor. Diğer yandan sağlık ve milli eğitim alanlarında hükümetin kemer sıkma siyaseti uygulanıyor.
Borsa çöküşünden bu yana artık öncelik bankalar başta olmak üzere kapitalistlere yardım etmektir. Yunanistan’da “kurtarma planı” bankacılara önemli miktarda para aktarmakta. Bu nedenle bankalara bir yıl içerisinde ülkede üretilen zenginliklerin yüzde 12’sini, milli eğitime 4 yılda toplam verilen veya sağlık hizmetlerine 5 yılda yapılan harcama miktarına denk olan 28 milyon avro verilecek! Emekçilerin öfkelerini daha da arttıracak olan son olay ise, SSK’nın yaptığı maceracı spekülasyon sonucunda yılbaşından bu yana 2 milyon avro kaybetmesidir!
Hükümetler bütün Avrupa’da krizin bedelini emekçilere ödetmek istiyor. Buna karşı çıkmak hayati bir önem taşıyor. (31.10.08)
