Sinif Mucadelesi

Avrupa Birliği: Roma Anlaşması’ndan Birliğine giden zor süreç

Cuma 7 Nisan 2017

60 yıl önce, 25 Mart 1957’de Roma’da 6 ülkenin yaptığı anlaşma sonucu, Avrupa Birliği’nin kaynağını oluşturan Roma Anlaşması imzalanmıştı.

ABD, 1865 yılından ve Kuzey ile Güney arasında yaşadığı savaşın hemen ardından birleşerek, devasa bir iç pazar oluşturmuştu. Yaşlı Avrupa burjuvazileri ise, bir yüz yıla yakın süre boyunca, önce 1870 Fransız-Alman savaşıyla, sonra da dünyayı paylaşmak için dünya çapında iki kez birbirlerine karşı savaştı. İkinci Dünya Savaşı’nın ardından, halkların kardeşliği üzerine bir sürü büyük laf edilmiş olsa da, zıtlıklar ortadan kalkmadı.

ABD, hem yalpalayan Avrupa ekonomisine destek olmak hem de kendi sermayesine büyük bir Avrupa pazarı oluşturmak için Avrupa’nın birleşmesini teşvik etti.

Yine de ilk adımlar çok cılızdı. 1944’de Belçika, Hollanda ve Lüksemburg ile sınırlı bir gümrük birliği; “Benelüks” oluşturuldu. Aradan 9 yıl geçtikten sonra, 6 ülkeyle birlikte, sadece kömür ve çelik çerçevesinde bir ekonomik birlik; CECA oluşturuldu. Fransa ve İtalya’nın ve de 3 Benelüks ülkesinin gümrük birliği oluşturma çabaları, başarısızlıkla sonuçlandı.

İki yıl süren pazarlıktan sonra, 25 Mart 1957’de Roma Anlaşması imzalandı ve ertesi yıl, 1 Ocak’ta oluşturulan Avrupa Ekonomik Topluluğu, aslında birleşik bir Avrupa’dan çok uzaktaydı. Topluluk önceleri 6 ülkeyle; Fransa, Almanya, İtalya ve 3 Benelüks ülkesi sınırlıydı. Ortak Pazar ismi verildi çünkü amaç; önce ülkeler arasındaki ticarete engel olan %30 civarındaki gümrük vergilerini, kotaları ve ürün sınırlamalarını kaldırmaktı.

Ancak bunun gerçekleşmesi, yani gümrük vergilerinin sıfırlanması ve diğer ülkelerden gelen ürünlerin aynı ortak işlemlere tutulması için 6 yıl daha beklemek gerekti. Ortak Pazar’ın, Büyük Britanya, İrlanda ve Danimarka’ya açılması için 5 yıl daha beklemek gerekti.

Birliği genişletme çabaları, sonraki on yıllar boyunca sürdü ve en nihayet 1992’de Avrupa Birliği oluşturuldu, bugün üye sayısı 28’e erişti. Ancak, tamamen bütünleşme olamadı. Örneğin gümrük vergilerinin kaldırılmasının hemen ardındaki yıllardan başlayarak, 1970’li yılların ortalarında her devlet, kendi tüketicilerinin, vatandaşlarının sağlığını korumak iddiasıyla, aslında “kendi öz” kapitalistlerini korumak amacıyla, ithal ürünlere karşı bir sürü kural getirerek gözle görünmez gümrük duvarları oluşturdu.

Ortak para birimi oluşturmak için 1992 Maastricht Anlaşmasını beklemek gerekti. On yıl boyunca süren pazarlıklardan sonra, en nihayet ortak para birimi avro oluşturuldu. Ancak ortak paranın, süren kapitalist krizin, gelecekteki yeni bir patlamasından sonra varlığını koruması garanti değil. Ortak para, 10 yıldan sonra uygulanmaya başlandı ve her an geri adım atılması söz konusu.

Yine Şhengen Anlaşmaları çerçevesinde öngörülen dış sınırların güçlendirilmesi de gittikçe kötüye gidiyor. Sonuçta göçmenler, hem dış sınırları hem de içeride oluşan sınırları geçmekte çok büyük engellerle karşılaşıyor.

Kendi aralarında rakip olan burjuvazilerin oluşturduğu Avrupa Birliği, ekonomik krizin giderek büyümesiyle sarsılıyor. Ancak, Avrupa Birliği’nin bütün kötülüklerin kaynağı olduğunu söyleyenler yalancı, çünkü emekçilerin, gerçek düşmanları olan kapitalistleri hedef almasını engellemek için birbirlerine düşman etmek istiyorlar.


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2017  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 226 - 7 Nisan 2017  Site yaşamını izle Güncel... Güncel... Güncel...   ?