Sinif Mucadelesi

Terör, siyasileri yolundan döndürmüyor!

Cuma 13 Ocak 2017

Her katliamdan sonra bakanlar, kameraların karşısına geçip tehditler savurup “köklerini kurutacağız” deyip vazife savıyorlar. Boş laflara; hiç bir kanıt gösterilmeden söylenen “şu kadar tehdidi önledik” iddiaları ekleniyor. İnsanların, iyi ki OHAL var, demeleri isteniyor. Daha kötü nasıl olabilirdi ki? Eğlencede, işte, sokakta, araçta, her yerde masumlar, parçalanarak, kurşunlanarak öldürülüyor, yüzlerce insan sakat kaldı, hastalık sahibi oldu!

Hükümetin çökmesi nedeniyle tam tersine dönmek zorunda kaldığı Suriye siyasetinin bedelini, Erdoğan ve çevresindekiler, bakanlar, vekiller değil, sıradan kitleler ödüyor. Yıllarca desteklenen dini gericiliğin sonuçlarını da kitleler ödüyor. Onların rahatları yerinde.

AKP yöneticileri, Erdoğan’ı başkan, tek yönetici yapmak için çırpınıyor. Anayasa değişkiliği için her şeyi yapıyorlar: Yalan konuşuluyor, küfür, hakaret, korkutma, tehdit, vaad, her şey var. Erdoğan ve dar çevresi, tüm iktidarı elinden yitirmemek için siyasi sisteme müthiş baskı uyguluyor. Geleceğini buna bağlayanlar, siyasetten medyaya, bürokratlardan sözde uzmanlara kadar herkes, aynı doğrultuda hareket ediyor.

Kitleler ise geçim derdinde, iş derdinde, borç derdinde, elektrik derdinde, can korkusu derdinde!

12 Eylül anasayasında emekçiler için ne var? Hiçbir şey! Getirilmek istenen maddelerde ne var? Yine hiç bir şey! Yeni bir hak, yeni bir özgürlük tanınıyor mu, haklar geliştiriliyor mu, hayır!

Yapılmak istenen değişiklikler, Erdoğan’ın bugün keyfi olarak yaptıklarını kanuni kılmak, pekiştirmek ve arttırmaktan başka bir amaç taşımıyor. Ancak bunu zorla yapmak istedikleri için tüm topluma müthiş baskı uygulanıyor. OHAL baskısı, keyfi tutuklamalar, yasaklar, FETÖ korkutmacası, PKK korkutmacasına, şimdi, kısa süre öncesine kadar tehlike olarak görülmeyen IŞİD tehlikesi de eklendi. Her hafta, aslında Erdoğan’ın ya kendisini ya da iktidarını korumayı çok önemli hale getiren bir tehdit dedikodusu yayılıyor. Dış tehdit, bir gün İran, Rusya ertesi gün ABD, Avrupa, bir gün Suriye ertesi gün IŞİD olarak değişse de hep var, iç tehdit hiç bitmiyor. Kitleler, sürekli bir korku, kaygı altında tutuluyor.

Özellikle emekçiler; “devlet tehdit altında, kendini düşünme” baskısı altında. Oysa siyasiler için durum tam tersi, patronlar için de öyle. İşyerlerinde patronlar, işi idare edemeyip zarar edince işçileri suçlar, siyasiler de yönetmeyi beceremedikleri halde çekip gitmemek için kendileri dışında herkesi suçlu görüyor. Bu kadar tehdit yaratılması bundan.

İslamcı terör, Suriye savaşından bu yana gerçek bir tehdit ama hükümet, böyle görmüyordu. Bizzat Erdoğan, IŞİD’i değil PYD’yi tehdit gördüğünü söyledi. Suriye’de sıkışan IŞİD, hem Türkiye’nin askeri saldırılarını durdurmak için katliam yapıyor hem de genel gericilikten etkilenenler. Rus elçisinin öldürülmesi bunun bir örneği, böyle devam ederse fazlası olabilir.

Erdoğan ve çevresinin, kendi çıkarlarını korumak amacıyla iktidarda kalmak için yaptıklarının bedelini kitleler daha ne kadar ödeyecek? Emekçiler, bu baskıcı hükümete, yozlaşmış düzene mahküm değil. Emekçiler, kendi çıkarları etrafında örgütlenmeli ve harekete geçmeli. (04.01.2017)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2017  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 223 - 1 Ocak 2017  Site yaşamını izle Başyazı   ?