Sinif Mucadelesi

Eleştirilerin odağındaki Cumhuriyet!

Cuma 4 Kasım 2016

Osmanlı’yı 600 yıl ayakta tutan, feodal koşullarda yaşamaya mahküm ettiği halk üzerindeki şiddetli askeri gücü olmuştu. Padişahlık bürokrasisi ve ordu, hakim sınıfların desteğiyle ayakta kaldı. Hakim sınıflar, bu güçleri, isyana hazır halklara ve düşmana karşı kullandı.

Avrupa burjuvazisi sermaye birikimine dayanarak hakim sınıfa dönüştüğünde, kapitalizm dünya pazarını doğurdu. Dünya pazarına hakim olmasından ötürü Avrupa burjuvazisi güçleriken, Osmanlı burjuvazisi cılız ve dağınıktı.

Güçlenen Avrupa burjuvazisi, Osmanlı sınırlarını aştı; ordularını ve tüccarlarını dayattı (kapitülasyonlar); eyaletlerin ticaret ve finans düzenini denetime aldı (1848 Ticaret enlaşmaları). 19’uncu yüzyıla gelindiğinde Osmanlı, batılı bankaların denetimindeydi (Duyun-i Umumiye).

I. Dünya Savaşı sonunda da galip devletler, masa etrafında parçalara ayırdılar.

Tarihi açıdan zayıf, bağımlı ve hatta kendi geleceğini bile göremeyen Osnalı burjuvazisi, padişahlık düzenine karşı çıkmaktan bile aciz bir sınıftı. Bu nedenle devleti dönüştürme çabaları, ordu içinden geldi.

Küçük burjuvazinin çocukları, ancak orduda iyi eğitim alıyordu. Böylece batı düşüncesini tanıyan genç subaylar, ülkenin geri konumunu değerlerdirme olanağı buldu. Milliyetçi ve modernleşmeci fikirler geliştirip siyasi amaçlara yöneldiler.

Kemalist hareket, bu zeminde savaş ortamında gelişti. Ülke yenilmiş, parçalanma ve doğrudan sömürge olma ihtimali belirmişti. Bunlar, Kemalizmi geliştiren maddi nedenlerdi.

Ancak ordu, yenilmiş olsa da, Türkiye’yi işgal eden güçlere karşı gelecek birikime sahipti. Üstelik emperyalist güçler, dünya savaşının ağır sonuçları, ülkelerindeki devrimci isyanlar, ulusal hareketler nedeniyle zayıf düşmüştü.

Mustafa Kemal’in askeri iradeciliği, iç dinamiğiyle gerçekleşemeyen burjuva devriminin yerine geçti. İşgalci güçler yenildi, ardından reformlar yapıldı. Böylece bazı burjuvaların özel çıkarlarına dokunulsa da, genel çıkarları korunduğu için burjuvazi ikna edildi, bazen de susturuldu.

Kemalist rejim, bir yönüyle burjuva devrimlerinin Jakoben döneminin görevlerini yerine getirdi. Fakat uyguladığı yöntemler, burjuvazinin devrimci yöntemlerinden çok yozlaşmış emperyalist hatta faşizan yöntemler oldu.

Emperyalizm dünyayı paylaştığı için Kemalizm dar sınırlar içine hapsoldu. Zaten Mustafa Kemal, emperyalizme karşı değildi; kurallarına uydu, Osmanlı borçlarını ödedi.

Başlangıçta SSCB’nin desteğiyle üretim ve tüketim malları sanayisi kuruldu, Türk burjuvazisine, sermaye biriktirmesi için ucuza kredi ve işgücü sağlandı. Devletçilik, ülkenin yoksulluğu nedeniyle, burjuvazi için yeterli sermaye birikimi sağlayamayınca emperyalizmin etki alanına girildi.

Mustafa Kemal, Osmanlı burjuvazisini kurtardı, ulusal bir devlet sağladı ama bağımsız kılamadı. Sonuçta Türk burjuvazisi, emperyalizmin bölge çıkarlarını koruduğu oranda elde ettiği kırıntılarla geçinen, bağımlı bir burjuvazi olarak kaldı.

II. Dünya Savaşından sonra, emperyalistler için Türkiye, istikrarlı bir ülke, güvenilir bir ordu, sadık bir müttefik oldu.

Sonuçta Kemalizmin tarihsel rolü, sağlam bir ulusal devlet ve istikrarlı bir siyasal rejim kurarak, Türk devletinin olanaklarını emperyalizmin hizmetine sunmak oldu. Bu koşullarda Kemalizmin emekçilere verebildiği; baskı ve dini gericiliğin karanlığında bir yaşam sürmek oldu.

Bugün kendini güçlü, emperyalist güçleri zayıf olarak değerlendiren siyasi iktidar çevresi, artık emperyalizme değil sadece kendi burjuvazisine hizmet etmek amacında olduğu için cumhuriyeti eleştiriyor.


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2016  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 221 - 4 Kasım 2016  Site yaşamını izle Güncel... Güncel... Güncel...   ?