Sinif Mucadelesi

CHP’nin darbe girişimi sonrası AKP kuyrukçuluğu siyaseti…

Cumartesi 6 Ağustos 2016

CHP darbe girişimi sonrası darbecilere karşı bir tutum aldı ve darbelerden zarar gördüğünü ve de darbelerin demokrasiye katkısı olmadığını açıkladı. Doğru ancak CHP bununla sınırlı kalmadı.

CHP’nin siyaseti, emekçilere ve yoksullara değil; sermaye sınıfına hizmet veriyor

Darbe ertesinde CHP genel başkanı, televizyon ekranlarında Başbakan ile yan yana iki kardeş gibi tavırlarıyla dikkat çekiyordu! Yani CHP, artık eskiden yerden yere vurduğu AKP ve Erdoğan ile aynı saflardaydı. Hatta daha da ileri götürerek 24 temmuzda Taksim’deki büyük mitinge AKP mitinglerinin verdiği havayı estirmekten hiç çekinmedi. Atılan şiarlar temel olarak, AKP’nin attığı “Hakimiyet milletindir” eksenindeydi. AKP’ye karşı hiçbir eleştiri olmadığı gibi mitinge AKP de davetliydi. Hatta AKP’nin 7 Ağustos Yenikapı mitingine de bir heyet gönderecek!

Taksim meydanında toplanan yüz binlerce insana CHP yönetiminin darbe karşıtı söylemler dışında, özellikle de AKP’nin kitlelere karşı şimdiye kadar uyguladığı patron yanlısı gerici, dinci, baskı siyaseti ve bundan sonra da uygulayacağı kitle düşmanı siyaset konusunda ne bir açıklama ne de bir uyarıda bulundu.

Kılıçdaroğlu ile Erdoğan arasında son dönemlerde sıkça sataşma yaşandı, Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ı diktatör bozuntusu olarak suçlamıştı. Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın yaptırdığı kaçak sarayı her fırsatta teşhir ederek “kaçak saraya” gitmeyeceğini defalarca belirtmişti.

15 temmuzdan sonra Erdoğan bir demokrat oldu da bizim haberimiz mi olmadı? Ya da “kaçak saray” kaçak saray olmaktan mı çıktı? Kılıçdaroğlu tüm tükürdüklerini yalayarak kaçak sarayda Erdoğan ile görüştü.

CHP’nin darbe girişimine karşı seferber olması, mitingler düzenlenmesi gayet yerinde ve normal bir siyaset olmasına rağmen, bunu fırsat bilerek “ulusal birlik” bahaneleriyle emekçi düşmanı, kadınlara, Alevilere ve Kürt halkına düşman, dinci gerici AKP iktidarı ile aynı siyasi eksende yer alması hiç normal değil. CHP’nin bu siyaseti, kendinin de AKP gibi kapitalist sömürü düzeni temellerinde yer aldığını bir defa daha açıkça ortaya koyuyor.

AKP iktidarının darbe sonrası siyaseti

AKP eski ortağı olan FETÖ’cülerle pastayı bölüşmeyi başaramayıp birbirlerine karşı acımasız bir “yok etme” kavgasına tutuşmasından sonra başlayan süreçte bugün AKP, geniş kitlelerdeki askeri darbe karşıtı duyguları fırsat bilerek, FETÖ’cülerin “kökünü kazma” uygulamalarını başlattı.

Ancak bu ortamda AKP, şimdiden emek dünyasına, Alevilere ve Kürt halkına da saldırıyor. Bu konuda 15 temmuz sonrasında yaşanan birçok örnek vardır: 280’den fazla KESK üyesi, 136 Eğitim-Sen üyesi FETÖ’cü suçlamalarıyla görevden alındı. Halbuki bu insanların FETÖ’cü karşıtı olduğu açıkça biliniyor.

Üstelik bu daha bir “başlangıç”, çünkü AKP, FETÖ’cü tehlikesinin tamamen atlattığı andan itibaren sıra sola ve emekçilere geleceği kesin. Bunu tahmin etmek için müneccim olmaya gerek yok!

Evet, emekçileri, yoksulları ve sömürülenleri savunanlar, onların saflarında yer alanlar darbecilere karşı gelirken sınıf düşmanlarının “değirmenine su taşımamalı”. CHP’nin savunduğu siyaset böyle bir siyaset değil ve CHP’nin peşine takılanlar da yanlış yapıyor. İşçi sınıfını her durumda, her koşullarda kendi öz siyasetini savunmalı.(03.8.2016)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2016  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 218 - 06 Ağustos 2016  Site yaşamını izle Siyasetin Gündemi   ?