Ön seçimler: Emekçilerin çıkarı nerede?
ABD’de, New York eyaletinden sonra, bazı Doğu sahil eyaletlerinde yapılan ön seçimler, Hillary Clinton ile Donalp Trump’ın açık ara ile parti adayı olarak başta gittiğini gösteriyor.
Demokrat Parti adayı Hillary Clinton, rakibi olan Vermont senatosu üyesi Bernie Sanders ile arayı gittikçe açıyor. Sanders, kendine “sosyalist” diyor ve Washington’daki siyasetçilerin, iş çevreleri ile olan işbirliğini teşhir edip, “siyasi bir devrimden” yana olduğunu anlatıp, özellikle de öğrenci çevreler arasında, en soldaki aday gibi görünüyor. ABD’de üniversite eğitimi çok pahalı, her yıl öğrenciler, on binlerce dolar ödemek zorunda. Sanders, böyle bir ülkede üniversite eğitimi parasız olmalı, tavrından dolayı, öğrencilerin çoğunun desteğine sahip.
Sanders; geçmişi karanlık bir “sosyalist”
Sanders’in çok uzun, siyasi bir geçmişi var, özellikle de senatoda. Oylamaların %98’inde Demokrat Partiye oy verdi. Siyasi hayatının 25 yılını kongre sıralarında geçirmiş bir kişinin, yeni bir siyasetçi olarak benimsenmesi zor.
Clinton “düzenin” ve ABD burjuvazisinin adayı. Şimdiden iş çevrelerinin bir kısmı, tutucu olarak bilinen ve büyük zenginlerden biri olan Charles Koch ve başkaları, açıkça Clinton’un adaylığını destekliyor. 2008 ön seçimlerinde de aday olmuştu ve sonra da, Obama’nın dışişleri bakanı olarak ABD emperyalizminin Irak, Afganistan, Libya gibi ülke siyasetlerini yönetmişti. Clinton’un, Sanders’e karşı olan yarışında siyah oyların çoğunu alacağı görülüyor. Çünkü Sanders ve onun gibi Demokrat Parti siyasetçilerinin çoğu, siyah oyları neredeyse kendi mülkleri gibi görüyor ve davranıyor. Halbuki Clinton, her zaman siyahlara özel olarak ilgi gösterip onlara sesleniyor. Örneğin, Clinton, baskıcı bir sürü yasanın, çoğunluğu siyah olan yüz binlerce yoksulu hapse tıkamasını teşhir ediyor ve de bu yasaların yumuşatılmasını savunuyor. Diğer yandan Clinton, bu baskıcı yasaların 1994’te, eşinin başkan olduğu dönemde ve de Sanders’in de oyuyla, yürürlüğe girdiğini hatırlatmayı unutuyor.
Cumhuriyetçiler, Trump’ın önünü kesme peşinde
Cumhuriyetçi saflarda ise emlak kodamanı Trump, başı çekmeye devam ediyor. Trump, hem kadın hem de yabancı düşmanı bir siyasetçi olup, sık sık göçmenlere ve kadınlara karşı düşmanca sözleriyle ön plana çıkıyor. Örneğin, “Hillary Clinton bir erkek olsaydı, % 5’ten fazla oy alabileceğini hiç de sanmıyorum” gibi bir yorum yaptı. Emekçilerin karşılaştığı sorunlarla ilgili olarak demagoji yapmaktan çekinmiyor ve fabrikaların, ülke dışına taşınması konusunda, Sanders’in kelimelerini kullanarak; “istihdam sahaları ülkeyi terk etmeyip ABD’de kalmalı” diyor. Bankaları “insanların kanını emenler” diye suçlayıp, Wall Street iş adamlarını, sağlık maliyetini haddinden pahalı durumu getiren sigorta şirketlerini teşhir edip, bazı Cumhuriyetçilerin aksine, Sosyal Sigorta sistemine yapılan saldırılara karşı çıkıp sigorta sistemini savunuyor. Bush’u, Irak savaşı nedeniyle eleştiriyor. Trump’un bu lafları, bazı beyaz işçiler arasında destek görüyor ve de gerici fikirleri güçlendiriyor.
Trump’un başarısı, Cumhuriyetçi Parti liderlerini rahatsız ediyor. Çünkü Trump’un bu aşırı fikirleri nedeniyle Cumhuriyetçi Parti, başkanlık seçimini kaybedebilir. İşte bundan dolayı Trump’un Cumhuriyetçi Parti adayı olmasını engellemek için manevra peşindeler.
Bu seçim cambazlıkları, birkaç ay daha devam edecek. Belki Clinton ve Trump, bekli de yine Trump kadar gerici başka bir Cumhuriyetçi aday ile olacak. Ancak şu bir gerçek; emekçilerin çıkarlarını hiçbir aday savunmayacak. LO (29.04.2016)
