Sinif Mucadelesi

“1977, unutulmaz yılı adı”

Perşembe 12 Mayıs 2016

İşçi sınıfının uluslar arası “birlik, mücadele ve dayanışma” günü, esas olarak sekiz saatlik iş günü mücadelesinden doğdu. Bir yüzyıldan fazla zaman geçmesine rağmen, bu talep çok daha önemlileriyle gündemde. İş güvenliği, iş güvencesi, herkese iş, yaşanacak ücret de hala işçi sınıfının talebi.

Kapitalizm, bir kaç yüzyıllık egemenliğine rağmen, işçi sınıfının en temel taleplerini karşılayamadı, sorunlarını çözemedi. Bu durum sadece Türkiye’ye özgü değil, her yerde böyle.

Bu nedenle, en azından en bilinçli işçiler 1 Mayıs’ta tüm baskı ve yıldırmalara rağmen, alanlara çıkıp taleplerini haykırmaktan geri durmuyor.

1977’den bu yana, Türkiye işçi sınıfı, adına yakışır 1 Mayıs kutlayamadı. Bunun nedenini sadece sendikacılara bağlamak yetersiz.

12 Eylül 1980 askeri darbesi, işçi sınıfına ve devrimcilere vurduğu darbeyi unutmamak gerek. Aradan geçen uzun zamana rağmen, darbenin olumsuz etkileri varlığını sürdürüyor, bu dönemde kurulan sistem de kendini koruyor.

Darbenin kurduğu sistem elbette ki değişebilir. İşçi sınıfının hem sendika bürokratlarına, hem patronlarına hem de baskıcı, dikta rejime baş kaldırması, dur demesi gerekli. Eğer böyle bir şey olmazsa, önümüzdeki yıllar daha kötü olabilir.

Sendika bürokratları, işçi sınıfının değil, kendi çıkarlarının peşinde. Partileri destekleme ve milletvekili olma peşinde. Sendikalara, siyasi partiler üzerinden üye gelmez. Aksine devrimcilerin fabrika çalışması, fabrika bültenleri ile işçilere sendikayı tanıtması sonucunda, işçiler sendikaya gider. Ancak sendikacılar, denetlenmediğinden, işçilerin değil kendi çıkarlarını savunuyor.

Geçmişte, işyerlerinde çalışan sendikalı öncü ve solcu işçiler, tüm bu çalışmaları yapardı. Şimdi işyerlerinde işçilerin önemli bir çoğunluğu taşeronda çalışıyor. İşçiler sendikayı bilmiyor, hatta sendikadan korkuyor. Sendikacıların işçiyi değil, kendi koltuk çıkarlarını korumak için yaptıkları da buna neden oluyor.

Sendikacıların bu haince tutumu nedeniyle işçi sınıfı örgütsüz, dağınık, kendisiyle rekabet ediyor ve güçsüz.

İşçi sınıfı, çıkarları etrafında, sendikalı-sendikasız birleşebilse 1 Mayıs’ı dağ başanda yapsalar bile sorun olmaz. Taksim tartışması kadar, işyerindeki sorunlar tartışılsa, durum başka türlü olurdu.

Taksim tartışması ile geçirilen zamanda kaybedilen haklar ve iş cinayetlerine yönelik genel grev örgütlenmesi yapılsaydı, talepler söke söke alınırdı.

1977’de 500 bin işçiyi birleştiren, 1978’de yine aynı sayıda işçiyi Taksim meydanına toplayan da önce işçiler, sol ve sendikacılardı. Demek ki sendikalar, işçi sınıfının birliğini, bir düzeyde sağlayabilir.

Dün olduğu gibi bugün de bu birlik gerçekleştirebilir. Bunun için sendikacılardan çok işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışmasına, hem de tüm dünya çapında buna inanan, sınıfa öncülük etmek isteyen işçilere görev düşüyor.


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2016  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 215 - 6 Mayıs 2016  Site yaşamını izle Anma... Anma... Anma...   ?