Sinif Mucadelesi

Terör, işçi sınıfına baskı için gerekçe olarak kullanılıyor!

Cumartesi 2 Nisan 2016

Meclis çalışmaya, çalışanların haklarını kısıtlamakla başladı. Önce özel istihdam bürolarına izin çıktı. Şimdi de bir seferde 10 günden daha kısa tutulamayan senelik izinin 6 güne indirilmesi yani parçalara bölünerek, kullanılamaz hale gelmesi var. Ardından, işten atılmada ödenmeyen tazminatlar için açılan davalar yerine arabulucuya gidilmesi zorunluluğu getirilecek. Tazminatın ödenip ödenmeyeceği, tutarı, ödeme şekli, arabulucu ile pazarlık edilecek. Böylece mahkemelerdeki 500 bin dosyanın çözüleceği söyleniyor. Oysa kanuna hiç gerek yok, iş kanunuda, tüm bunlar açık açık yazılı, uygulansın, yeter.

Aslında amaç farklı. Sendikalı işyerleri dışında patronlar kıdem tazminatı ödemiyor, onlar da artık ödemeyip el koymak istiyor. Çıkarılan işçi, mahkemeye gittiğinde, davayı kazanıyor, tazminatı vermeyen patron, eğer izini kaybettirmediyse bu kez faiziyle ödemek zorunda. İşte bu zorunluluktan, kıdem tazminatının kendisinden kurtulmak isteniyor. Kıdem tazminatı hakkına her yönden saldırı var.

İş kanunu çıkarken, esneklik yani işçi çıkarmayı kolaylaştıran düzenlemeler yapıldığında, siyasetçiler, iş güvencesi getirdiklerini söylemişti. Sendika bürokratlarına da, daha fazla tazminat ödemesi gerektirdiği için temsilcilerin işten çıkarılmasının sözde zorlaştırılmasıyla sus payı verilmişti. Patronlar bu kanuna uymadı, 500 bin dava birikti. Şimdi, patronları kanuna uydurmak yerine kanun patronlara uyduruluyor, işçilerin hakkı kısıtlanıyor. Üstelik bu kez, etkileri kalmadığı için sendika bürokratlarına, sus payı bile yok.

AKP’nin ilk yıllarında yaratılan bahar havasından çok uzaktayız. O dönemlerde bu hava ile yayılan her şeyin yolunda gittiği masalı; ekonomik gerileme ve krizin yaşanmaması, kısıtlı da olsa demokratik değişikler, esasında, işçi sınıfının haklarının geriletilmesi için bahane olmuştu.

Bügün ise iktidarın, gelecek iktidarların da elini kolaylaştıran etkili bir bahane var: Terör! Çocukları, gençleri, ölmelerine neden olan siyasetlerle hiç bir ilgisi bulunmayan insanları katleden terör, düzenin siyasetçilerine, hem toplumu koyalca yönetme hem de çıkarlarını korudukları patronların rahatça at koşturması için baskıcı bir ortam oluşturma zemini sağlıyor. Siyasiler, örgütleri ve medya aracılığıyla terörden, şiddetten, intikamdan, kandan, hesap sormaktan, başka bir şey konuşmuyor. Şiddetin nedenlerinden, kaynağının kurutulmasından, beslendiği ortamın değiştirilmesinden söz edilmiyor. Aksine şiddetin her kendini göstermesi, yeni bir baskı yasası, düzenlemesi için gerekçe olarak ön planda tutularken, arkada sürekli çalışanların hakları, çalışma koşulları kısıtlanıyor.

Türkiye, Orrtadoğu’da ve Afrika’daki savaşlar nedeniyle, önce fazla etkilenmediği dünya ekonomik krizinin girdabına kapıldı. Kriz, ekonomik savaşla kendini hissettirdi; FETÖ terör örgütü, aslında patronların kendi aralarındaki ekonomik savaştır.

Renault işçilerinin, kendi çıkarları yönünden güçlü bir şekilde sahneye çıkması, üstelik taleplerinin genişleyerek yayılması ve tüm baskılara rağmen sönmeyip içten içe kaynamaya devam etmesi, patronları ve hükümeti korkutuyor. Bu nedenle savaş ve kıyım politikalarıyla, milliyetçi ve dinci laflarla işçileri bölmeye çalışıyor. Diğer yandan da yasaları değiştirip işçiyi daha da kısıtlıyorlar. Bu güne kadar demokrasi yanlısı görünen TÜSİAD patronlarının ağzını açmaması, söyledikleri gibi gördükleri baskıdan değil, hükümetin tamamen çıkarlarına uygun siyaset yürütmesinden. İkiyüzlülüklerine kimse kanmıyor.

Bütün bu genel durum bizlere şunun anlatıyor: İşçi sınıfının genel çıkarları doğrultusunda birleşme, örgütlenme zorunluluğu bugün dünden daha fazla gerekli. (01.04.2016)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2016  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 214 - 2 Nisan 2016  Site yaşamını izle Başyazı   ?