Soma’da patron-devlet el ele
Soma davasında, katliamdan kurtulan işçilerin anlattıkları, patronların ve bürokratların el ele verip yasalar yardımıyla, işçilerin ölümüne sömürülmesini nasıl sürdürdüklerini ortaya serdi.
İşçilerin, ailelerinden gizledikleri çalışma koşullarını dinleyen yakınları arasında hayrete düşenler, ağlayanlar, isyan duygularını ifade edenler oldu.
Değil madenlerde zorunlu iş güvenliği kurallarına, en basit ve önemsiz çalışma koşuluna bile uyulmadığı, işçilerin sözleriyle açıkça anlaşıldı: “Çalıştığım yer çok sıcaktı. Hatta son zamanlarda daha da sıcak olmuştu. Günde 10 litre su içiyordum. Yemek yiyemiyordum, yemeğe kalksam oturacak yer dahi yoktu, her yer ıslaktı, konvör geçiyordu.”
"Müfettişler gelmeden 7-10 gün önce haberimiz oluyor, ona göre hazırlık yapıyorduk. Nereyi kontrol edeceklerse düzene koyuyorduk. Müfettiş gelmeden, sadece ilerlemeye bakıyorduk. Müfettişin habersiz geldiği olmadı. Müfettiş daha yavaş ve güvenli ilerleme ister. Devlet günde 1 metre ilerleme ister, biz bazen 5 metre ilerliyorduk. Müfettiş gelince ilerlemeyi durduruyorduk, gerekiyorsa o bölümü kapatıyorduk. Olmayacak işe olacak diye ısrar ediliyordu. Bunun karşılığında prim vadediliyordu ama hiç prim dağıtılmadı."
İşte bu müfettişlerin, terfi aldığı da ortaya çıktı. Üstelik, SGK’nın patlamanın olduğu ocağın asıl sahibi ve sorumlusu olan devlete ait Soma Kömür İşletmeleri’ni yüzde 100 kusurlu bulan raporuna rağmen.
15 yıl hapis cezasıyla yargılanan iki denetim sorumlusundan Efkan Kurt, Soma’da çalışan diğer iki ocağın en üst düzey sorumlusu, Adem Ormanoğlu ise patlamanın olduğu ocağın baş denetçisi yapıldı.
İşçilerin can güvenliklerini patronlara ya da onlara çalışan bürokratlara emanet etmemeleri gerektiği açık. (01.09.2015)