Sendika kaplumbağa hızıyla yürüyor

Sendika, belediyeden şartname ve personel listesini istedi. Daha önce vermeye yanaşmayan belediye, sendikanın yasal uğraşları sonucu, belgeleri vermek zorunda kaldı. Ama eksik! Sendikaya verilen personel listesi eksik hazırlanmış. Bakanlıktan yetki almış sendikayı, basit oyunlarla yıldırmaya ya da vazgeçirmeye çalışma politikası komik. Ancak sendika da, işçilerin ısrarına ve baskısına rağmen bir sonraki adımı atıp toplu sözleşme için baskı yapmıyor. İşçileri bilgilendirmiyor ve sendikal mücadeleye çağırmıyor.

Belki kapalı kapılar ardından patronla şu veya bu düzeyde anlaşmak, işi halletmeye çalışıyor. Bunu bilemiyoruz. İşçi arkadaşlar arasında her geçen gün huzursuzluk artmaya başladı. Sendika, neyi bekliyor sorusu artık çok fazla söyleniyor. En son bir arkadaş “15 gün içerisinde sendika harekete geçmezse biz iş bırakıp, pankartlarımızla belediyeye yürüyeceğiz” dedi. Bu olumlu bir gelişme. Belki sendikayı da harekete geçirebilir.

 Ramazanda müdür ve başkan yardımcısı, iftar yemeği düzenledi. Peyzaj ekibinde çalışan işçiler, yemeğe gelmek istemediler. Çünkü müdür, peyzaj ekibi dışında bütün işçilere (park sabitleri, şoförler, ustalar) bayram çikolatası dağıttı. Peyzaj ekibine yani en ağır çalışan işçilere, taşeron şirkete bağlı çalıştıkları için verilmedi. Belli ki maliyetten kaçmak istediler! İşçi arkadaşlar iftar yemeğine gelmek istemeyince doğrudan belediye şefi, bir işçiyi arayıp ikna etti. Çünkü eğer onlar gelmezse masa boş kalacak, başkan yardımcısı az kişiyi görünce kızacak! Saatlerce ölümüne çalıştırır sonra da yemeğe gelmesi için yalvarırlar. İşte onların iki yüzlülüğü.

 Yemekte öncü işçilerden biri, başkan yardımcısı ile tartıştı. İşçi arkadaş, çalışma saatlerinden ve ücretlerden rahatsız olduklarını söyleyince başkan yardımcısı; “devlet bize bütçe veriyor ona göre hareket ediyoruz” dedi. İşçi arkadaş, komşu belediyedeki işçi ücretinin çok daha iyi olduğunu söyledi. Sadece park ve bahçeler müdürlüğü, yaklaşık 27 milyon liralık bir ihale yaptı. Bütçe azlığı bahane, sadece tek birimi bu kadar bütçeye sahipse, işçilere çok daha iyi ücret verebilirler.

 Alt taşeronun taş ustaları sabah sekizden iftar saatine kadar çalışıp, iftardan sonra yine sabah beşe kadar çalışarak, yeni bir park bitirdiler. Emek gücünün muazzam sömürüsü. Üstelik ne başkan, ne başkan yardımcısı ne de tüm bu hazırlıkların baş sebebi “bakan” Müezzinoğlu, dönüp arkadaşlara, elinize sağlık demediler.

 Belediye şartname dışındaki işleri taşerona yaptırıyor. Ödemesi ise şartnamedeki işlerden biri yoluyla yapılıyor. “Giydirme” denilen gayri resmi yolla yani iş kalemleri dışında yapılan işlerin maliyeti ve %20 firma kârı, giydirme yapılarak ödeniyor. Giydirme, yapılan iş maliyeti kadar, dikilen çiçek sayısı arttırılıp yapılıyor. Böylece taşeron daha fazla çiçek dikmiş gibi gösterilip, başka bir işin parası ödeniyor. Çünkü müfettiş gelip araziye dikilen çiçeği sayamaz. Kontrolü imkansız. Tüm bunlar gayri resmi. İşçilere gelince her şey resmi, olmaz, yapamayız. Kendi işlerine gelince her şey mübah, yaparız! (Bir işçi)