Rıza Sarraf istisna değil, semboldür
İki bakanın istifasına neden olan Riza Sarraf’ın, kısa bir aradan sonra iki bakanın elinden ödül alması, tartışmaya neden oldu. Bakanlardan biri “vicdanım rahat” derken, diğeri “vicdanım rahatsız” diyerek, kendini savundu.
Bu kişi, İran’a altın ihracatında rekor kırdığı için ödül aldı. Aslında, devletin İran’dan gizlice aldığı petrolün parasını, altın olarak gönderilmesinde aracılık yapıyor. Çünkü İran’dan petrol almak, nükleer anlaşmazlık nedeniyle yasaklanmış durumda.
Bu alış-verişi AKP örgütlediği için muhalif çevreler, hemen vergiyi gündeme getirdiler.
Rıza Sarraf’ın şirketi, geçen yıl kazandığı her 2 bin lira için 1 lira vergi ödedi. Oysa 940 lira alan asgari ücretliden, daha ücretini almadan 363 lira kesiliyor. Asgari ücretteki vergi oranı %38 iken Sarraf’ın ödediği vergi azaldı. Çünkü şirketi, ödediği vergiden çok yardım ve bağışta bulunmuş görünüyor.
Aslında, bu bir istisna değil, ücretlilerden farklı olarak, bütün patronlar istedikleri kadar vergi ödüyor.
Her şeyden önce, ücretliler, paralarını almadan vergi kesiliyor, patronlar ise bir yıl sonra ve beyan ettikleri kadarını ödüyor.
Patronlar, çıkarlarına göre ayarlama yapıyor, yardım, eğitim harcamaları ki buna iş güvenliği eğitimi gibi iş yerinde işçilere verilen eğitimler de dahil, sağlık harcamalarını vergiye dahil gelirden düşüyor.
Üstelik kendine “islamcı” diyen patronların tamamı, vergi ödemeye karşı. Sözde zekat verdiklerini, yardım yaptıklarını, hatta çalıştırdıkları iş yerinin işçiye yardım olduğunu açık açık savunuyorlar. Buna karşın, ücretlilerden kesilen vergilerden oluşan devletin gelirlerini kullanmakta hiç tereddüt etmiyorlar.
Vergi sistemi, emekçileri yasal yoldan soymanın bir yolu. Bu nedenle adil olmasını beklemek boşuna. (01.07.2015)