Soma işçilerine karşı patron-hükumet-sendika işbirliği!
Soma Holding patronu katliamın ardından, şirkete ait diğer iki ocakta çalışan işçilere ocağa inmeleri için baskı yaptı. İşçilerin tepkisi büyüyünce Çalışma Bakanlığı iş güvenliği olmadığını söyleyerek ocakları kapattı. Ancak yine kabağı işçilerin başında patlatmak isteyen patronlar, bu sefer işçilerin ücretlerini ödemedi.
Bunun üzerine iyice sabırları taşan işçiler, önce Kaymakamlık önünde eylem yaptı, ardından sendikanın sessizliğine isyan ederek Türk Maden-İş bölge şubesini bastı. Yatağan termik santral işçilerinin de destek verdiği eylem sonunda sendika şube yönetimi hem yönetimden hem de üyelikten istifa etti. Kaymakam, yasal süre içinde ücretlerin ödeneceği garantisini verse de işçiler, 22 Haziran’da, çevre illerden gelen işçilerin de katılımıyla binlerce kişinin katıldığı “İş Cinayetlerine ve Özelleştirmeye Karşı” miting düzenledi. Miting sırasında işçiler, korumalar eşliğinde kürsüye çıkmaya çalışan sendika bürokratlarını engelledi ve net bir şekilde taşeron ve benzeri kölelik sistemlerine karşı olduklarını dile getirdi.
Şimdi hükumet işçilerin taleplerini bahane ederek, torba yasayla, patronlara daha iyi hizmet etmenin planlarını yapıyor. Önce 60 madde olan torba yasa, madencilere çeşitli haklar verilmesi ve taşeron sisteminin düzenlenmesi bahanesiyle 136 maddeye çıktı.
Tam olarak ne gibi bir iyileşme olacağını ise kimse bilmiyor. Kimi asıl işi yapan taşeron işçi kadroya alınacak diyor, kimi asıl iş de taşerona verilecek diyor. Ancak katliamın ardından, 6 saat çalışma, yılda 6 maaş ikramiye, 2 bin lira maaş gibi verilen sözlerden artık bahseden kalmadı. Üstelik, katliamın esas nedeni olan yetersiz iş güvenliği kuralları ve bunların bile hiçe sayılması konularında hiçbir değişiklik olmadığı gibi, konuşulmuyor bile. Oysa, soruşturma sonucunda, işçilerin sıcaktan ve karbonmonoksit gazından günlerce önce etkilenmeye başladığı, uyarı sensörlerinin yönetim tarafından defalarca kapatıldığı ortaya çıktı.
Yasada tüp bebekten, vergi affına, belediye ve üniversite arazilerinin devredilebilirliğine kadar birbirinden farklı birçok madde var. Yani, hükumetin derdinin maden ve taşeron işçilerden çok, patronun en az zararla işin içinden çıkması için göz boyamak olduğu açık.
Kısa süre içinde, Soma’daki işçiler, patronun ve onun kuklası hükumetin bunca ayak oyununa rağmen, kararlı mücadeleleriyle birçok kez geri adım attırdı ve attırmaya da devam edeceğe benziyor. Bizler de aynı kararlılıkla mücadele etmeli ve taleplerimizi aynı kararlılıkla ortaya koymalıyız. (01.07.2014)