Sinif Mucadelesi
Irak:

İç savaş ve emperyalizmin sorumluluğu

Çarşamba 9 Temmuz 2014

Irak’ta 9 Haziran’da başlayan ve Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) Cihatçı savaşçılarının sürdürdüğü saldırılar yeni şehirlere sıçramaya devam ediyor. Irak’ın üretim kapasitesinin üçte biri olan, Bağdat’ın 200 kilometre kuzeybatısında bulunan Baiji rafinerisini ele geçiremeyen IŞİD gitgide başkente yaklaşıyor. Irak’ın dünyada petrol bulunan bölgeler arasında üçüncü olması durumu açıklıyor.

Aynı zamanda, ABD Dışişleri bakanı John Kerry, Kahire’de El Sisi ile buluşarak o bölgede turneye başladı. Sonrasında ise, ABD ve petrol şirketlerinin çıkarlarını gözetebilecek önemli iki Iraklı politikacıyı, yani Irak Başbakanı Nuri El Maliki ve özerk Irak Kürdistan bölgesi yöneticisi Mesut Barzani’yi ziyaret etti. ABD’nin resmi mesajı tamamen parçalanmak üzere olan bir devleti birleştirmek istedikleri yönündeydi.

John Kerry, Cihatçı grupların askeri ilerlemelerinin özünde olan ve Irak’ta merkezi bir iktidarı engelleyen mezhep çatışmalarının sona ermesinin aciliyetini açıkladı. Ancak, ABD dışişleri bakanına göre, kendi ülkesi Irak’ın üstünde karabulut gibi dolaşan tehdidin sorumlusu değil.

Ülkedeki iç savaş ve halkın maruz kaldığı ölümcül şiddet aslında 2003 yılında savaşın başından beri uygulanan "böl ve yönet" stratejisinin ürünü: Hükumet makamlarının mezheplere göre verildi. Saddam Hüseyin’in Baas patisinin laik Sünnilerine göre Şii milisler daha fazla desteklendi, her yerde dini veya aşiret şeflerinin yönettiği milislerin kurulması teşvik edildi.

Emperyalizmin yöneticilerinin planı gerçekleşiyor. Lübnan ve Filistin planından sonra, Irak’tan Suriye’ye kadar bütün Ortadoğu parçalanıyor. Bölgeye egemen olmak için kullandıkları mezhep ve etnik grupları iyice geliştirip ayakta tuttuktan sonra, kargaşayı onları kullanarak yaratıyor. Öyle güzel bir iş başardılar ki, artık harekete geçen güçler kontrol edilemez oldu.

IŞİD’in silahlı milislerinin Irak’a yayılmasıyla başta ABD olmak üzere emperyalist güçler, doğrudan askeri müdahalede bulunabilecekleri sinyalini verip uygulamaya başladılar.

Suriye’ye karşı askeri müdahalenin ateşli savunucusu olan Fransız devletinin, temkinli davranıp uzak durması şaşırtıcı değil. Çünkü Irak’taki islamcı guruplar, Fransa’nın, rejime karşı mücadele etmeleri için gizlice Suriye’de desteklediği silahlı çetelerden çıktı. Fransız emperyalizmi, oluşumuna katkıda bulunduğu eserinin yok olmasını istemiyor olsa gerek.

Üstelik Cihatçılar, bölgesel güç olan Suudi Arabistan ve Katar’dan destek alıyor ve onların bölgedeki rakipleri olan İran, Suriye ve Irak’taki çıkarları için maşa konumundalar. Bu petrol krallıkları hem bölgede güçlü hem de Fransa’nın müşterileri.

Ortadoğu son gelişmelerle terör ve şiddet bataklığına daha çok gömülürken, Fransız hükumeti müdahale ederek bölgedeki önemli müşterilerini kızdırıp çıkarlarını tehlikeye atmak istemiyor.

Yarın emperyalist yöneticiler, bütün suçu bir türlü anlaşmak istemeyen Sünni ve Şiilerin üstüne atarak, asıl kendilerinin neden olduğu politik kargaşanın sorumluluğunu üstlerinden atmış olurlar. Bölgenin petrolünü ele geçirmeye devam edebildikleri sürece onlar için sorun olmaz.
LO (27.06.2014)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2014  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 193 - 4 Temmuz 2014  Site yaşamını izle Uluslararası Gündem   ?