Barak Obama Demokratların adayı olacak : Bush’un politikasından nasıl bir kopma?
Demokrat Parti’nin, 4 Kasım’da yapılacak olan başkanlık seçimindeki adayı Barak Obama olacak. Obama ve Hillary Clinton arasındaki 5 aylık kıyasıya kavganın sonunda Obama, Ağustos ayındaki parti kongresinde cumhurbaşkanı adayı olmasını garantileyecek oyu, partisinin "önde gelen" bir kesiminin de desteğiyle sağladı.
Clinton, 18 milyona yakın oyu için “halkın oylarını” aldığını söylüyor ama Obama da aynı şeyi iddia ediyor. Gerçekten bu ilk seçim öylesine kıyasıya ki, oyları saymak için 6 değişik yöntem var: Bu yöntemlerin üçüne göre bu kadar oyu Obama’nın, üçüne göre ise Clinton’un almış olduğu söyleniyor.
Demokrat Parti, aylar boyunca, iki cephenin rekabetiyle, Cumhuriyetçi aday John McCain’e karşı zafer kazanacak bir kampanya yürütmek için parçaları bir araya getirmekte çok güçlük çekeceği bir bölünme yaşadı. Obama ve Clinton, seçim oyununu başlangıcından beri birbirlerini övüyor ve rekabetten “onur” duyduklarını söylemekten bıkmıyorlar. Ancak bir kamuoyu yoklaması, eğer seçim bugün yapılsaydı Clinton’un seçmenlerinin yüzde 60’ının Obama’ya oy vereceğini, yüzde 22’sinin çekimser kalacağını, hatta yüzde 17’sinin McCain’a oy vereceğini ortaya koydu.
Demokratların en büyük kozu, Bush’un politikasını çok sayıdaki seçmen nezninde yarattığı iğrenme duygusudur. Bu seçmenler, Bush’un politikasını destekleyen, bu politikayı ve Irak savaşını, zenginlere ve şirketlere yapılan kıyakları sürdürmeyi öneren McCain diye adlandırılan Bush’un devamı biriyle üçüncü bir defa Cumhuriyetçi politik iktidar dönemi yaşamak istemiyor.
Bu ise, demokrat olduğunu iddia edenlerin, özellikle de bir kadın ve bir zenci aday ile görüntü üzerine yatırım yaparak, değişim özlemleri üzerinde oynamalarını sağladı. Obama, Bush’un politikasını ve McCain’in önerdiği politikayı kıyasıya eleştirerek değişimi kendinde canlandırdığını iddia etmeyi sürdürecek.
Irak Savaşı’yla ilgili olarak «bu ülkede askerlerimizi gelecek yüz yıl boyunca bırakmamak», biçiminde Obama’nın üstlendiği yükümlülüğü, önerdiği değişimi ölçebiliriz. Obama Irak’ta Amerikan Elçiliği’ni korumak üzere «birkaç birlik» bırakarak, 16 ay süresinde bütün birliklerin geri çekilmesini öneriyor. Askeri çabaları... Afganistan Savaşı üzerinde yoğunlaştırmak istiyor!
Halkın ilgi alanının merkezinde bulunan ekonomik sorunlara gelince, Barak Obama şimdiye kadar eksikliğini duyduğu emekçiler sınıfından gelen seçmenleri, onlara uygun bir politika yürüteceği konusunda ikna etmek üzere bazı eyaletlere turneye başlıyor. Bush’un «sosyal güvenlik, eğitim, enerji ve altyapı alanlarındaki yatırımları zengin genel müdürlere ve büyük şirketlere vergi muafiyeti gibi hediyeler sunmak üzere feda edilmesi» politikasını ciddi bir biçimde eleştirip açığa vurmakta tereddüt etmiyor. Fiyat artışlarını özellikle de benzin fiyatındaki artışı, işten çıkarmaları -yıl başından beri 320 bin kişi işten çıkarıldı- General Motors’un fabrikalarının kapanmasını, aldıkları borçları ödeyemedikleri için evlerini kaybeden veya kaybedecek olan 2 milyon kadar insanın durumunu gibi konulara dikkati çekip bunları teşhir ederek «Eğer hükümet yukarıdakilere, Wall Street’deki bankalara yardım yapıyorsa, biz de aşağıdaki hayatta kalma mücadelesi verenlere el uzatabiliriz» diyor.
Konuşmaları kuşkusuz, eğer seçilirse politikasının tamamen farklı olacağı konusunda etki yaratıyor. Değişim, «sadece zenginleri ödüllendiren bir ekonomi değil, bu zenginlikleri üreten emek ve emekçileri de ödüllendirecek bir ekonomiyi kurmaktır» diyor. Konuşmaları dışında, gerçekleştirmek üzere yükümlülük üslendiği önlemler çok sınırlı veya yeterince açık ve belirli değil.
Barak Obama’nın zenginlere, büyük şirketlere saldırmayacağı da bir gerçek, çünkü bu çevreler onun mali kaynaklarını sağlıyor. Barak Obama’nın ilk seçim yarışında kalabilmesi için kesinlikle gerekli on milyonlarca dolar ve seçim kampanyası için ek olarak gerekli on milyonlarca dolar, kendisine sadece paralı güçler tarafından verildi. Ve bu güçler yatırımlarına karşılık almak istiyorlar. Ve başkan, bu ekonomik altüst oluş döneminde büyük burjuvaziye karlarını oldukları düzeyde tutabilmeleri konusunda yardım etmek için burada. O da, bir kere daha aşağıdakilerin cebinden almak gerekse bile, Wall Street’in imdadına koşmak zorunda.
O halde eğer halk Bush’u cezalandırmak için Obama’ya oy verirse, gerçek bir değişimi gerçekleştirmek üzere onlara bir oy pusulasından fazla şey, yani en başta emekçiler sınıfının yaşamlarını garanti altına almak üzere, para neredeyse oradan, yani, zengin hisse senedi sahiplerinin biriken karları üzerinden alacak bir politika gerekmektedir. LO (13.06.08)
