Gazeteciler davet edilmeden, yan kapıdan giren Suriye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara, 10 Kasım’da Donald Trump tarafından Beyaz Saray’a kabul edildi.
Daha bir yıl önce Washington, eski cihatçı lider el-Julani'nin (savaş adı) tutuklanmasına yol açacak her türlü bilgi için 10 milyon dolar ödül vaat ediyordu. Bugün ise eş-Şara, kimin “terörist” olup kimin olmadığını belirleyen önde gelen emperyalist gücün liderlerinin gözünde geçerli bir muhatap olarak görülüyor. Bu, Trump ve eş-Şara'nın altı ay önce Riyad'da, ABD'nin bölgedeki diplomatik ortaklarından biri ve yaklaşık on beş yıllık iç savaşla harap olan Suriye'nin yeniden inşası için gerekli olacak milyarlarca dolarlık (Dünya Bankası'na göre 150 ile 190 milyar dolar) fonun potansiyel kaynağı olan Prens Bin Selman'ın da eşlik ettiği ilk görüşmenin ardından atılan yeni bir adımdır. Bu kez Trump, Suriye ile iş yapan ülkelere yönelik yaptırımların askıya alınmasını, ABD Kongresi'nin kaldırılmasını oylamadan önce altı ay daha uzattığını doğruladı. Böylece Batı ülkelerin ülkeye yatırım yapmaları mümkün hale gelecek ve büyük ticaret fırsatları doğacak.
2010 ile 2023 yılları arasında ekonomik faaliyeti %84 oranında gerileyen bu yıkık ülkede, enflasyon geçen yıl %115'e yükseldi. Ekonominin iki ayağı olan petrol üretimi ve tarım çöktü ve 2022 yılında yoksulluk nüfusun %65'ine ulaşmıştı. Topluluğun etnik veya dini gruplara bölünmesi, rakip silahlı grupların ve savaş ağalarının hala çok gerçek olan ağırlığı, kısa bir süre önce katliamlara maruz kalan halkı etkiliyor. Mart ayında Alevi bölgesinde 1.700 kişi, Temmuz ayında ise Dürzi bölgesinde 2.000'den fazla kişi öldürüldü. IŞİD'e bağlı grupların varlığı ve Suriye'yi oyun alanı olarak gören İsrail ordusunun bombardımanları nedeniyle, savaş hala halkın günlük yaşamının bir parçası. İsrail hükümeti bu durumdan yararlanarak, Golan'ın sözde askersizleştirilmiş bölgesinde, Kuneitra bölgesinde askeri üsler kurdu ve İsrail askerleri, köylülerin tarlalarına ve otlaklarına erişimini engelliyor.
Beyaz Saray'a kabul edilmesinden birkaç gün önce, eş-Şara, Tartus ve Hmeimim'deki iki Rus askeri üssünün korunması için Moskova'ya giderek Rusya'nın tarafsızlığını kazanmaya çalışmıştı. Şimdi ise Netanyahu'nun Suriye halkına karşı bombalarını ve askerlerini göndermesini durdurabilecek tek lider olan Trump'a bağlılık sözü verdi. Trump'ın istediği Ortadoğu'nun “normalleşmesi”, İsrail'in bombardımanlarıyla dayatılan güç dengesi temelinde ilerliyor. Bu durum, yorgun halklara emperyalist egemenliğin ve sefaletin devamından başka bir şey vaat etmiyor.
(LO, 12.11.25)