Erdoğan, gazetecilerle bir sohbetinde “Kılıçdaroğlu’na yapılanlardan hicap duymamak mümkün değil” dedi. Bunu söyleyen Erdoğan’ın, Kılıçdaroğlu rakibi iken etmediği hakaret, aşağılama, iftira kalmamıştı. Siyasetten PKK’li, FETÖ’cü ve daha birçok şeyle suçladı. Hatta, dövülmesi, linç edilmesi için tuzak bile hazırlandı.
Erdoğan, geçmişinden pişman olmadı, siyaseti gereği bunları söylüyor. CHP’nin yıpratılması sadece dışarıdan siyasi ve hukuki baskı ile değil, kendi içinde de tartışma ve bölünme yaratarak sürdürülüyor. Ayrıca Erdoğan, hiçbir siyasetine, hiçbir gerekçeyle Özel’in desteğini alamayacağına ikna oldu. Oysa Erdoğan’a “yalancı ve diktatör” diyen Kılıçdaroğlu, sözde düzeni korumak adına bütün baskı yasalarını, kayyum yasası, darbe girişiminden sonra çıkarılan mahkeme kararı olmadan işten çıkarma kararı, el koyma, gibi yasaları ve uygulamaları destekledi.
İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından yaşanan Saraçhane mücadelesi, CHP’nin tabanını genişletti, gençlerin katılımı arttı. Hatta, CHP’nin solundaki genç örgütlenmelerinin bir kısmı, partinin etrafında yer alıyor.
Bu etkilerle de biraz daha sola kayan CHP, partinin aktif tabanını da korumak
amacıyla, Erdoğan ile uzlaşıya yanaşmıyor. Geçmişte “ülkenin en büyük sorunu düzgün bir muhalefetin olmaması” diyen Erdoğan, şimdi muhalefetin de kendi istediği gibi olmasını istiyor. Siyasetçilerin zigzagları bitmez, elbette aynısı CHP için de geçerli.
AKP’yi oluşturan sermaye çevresi, bütün geleceğini Erdoğan’ın şahsi yönetimine bağladığı için, yeniden seçilmesi çalışması, seçimin ertesi günü başlamıştı. Bunu DEM ve yeni anayasa vaadiyle yapma girişimi sürüyor ancak henüz bir ilerleme sağlanamadı. Parti yetkilileri, sorunu halk oylamasına gitmeden, mecliste çözmek istediklerini açıkladılar. Bunun için CHP’nin desteği şart ve Kılıçdaroğlu sevdası, bu
nedenle gerekli.
Erdoğan, bu siyasetçiyi daha önce yaptığı gibi yönlendirebileceğini düşünüyor olabilir. Ya da CHP içinde tartışma çıkarıp iktidar olmayı beklemekten bıkan milletvekillerini safına çekmeyi.
Her durumda siyasi çıkarlar için çekişme yaşanıyor. CHP, bu iktidarın hukuksuzluğu, kural tanımazlığı ve benzeri uygulamaları nedeniyle yoksullaştığımızı söyleyerek, sorunu geçim derdine ekonomik krize bağlıyor. Bunda haklı ama çok eksiktir.
Asıl temel sorun burjuvazinin çıkarlarını korumak üzere işleyen düzendir ve CHP’nin ondan yana bir sorunu yoktur. (28.06.25)