Orta Doğu : Emperyalist düzenin bedeli

23 Aralık günü, İsrail ve Hamas heyetleri ateşkes koşullarını görüşmek üzere Doha’da bir araya gelirken, İsrail hava kuvvetleri Gazze’yi bombalamaya devam ediyordu.
Çocuklar, hastalar ve insani yardım çalışanları, İsrailli yetkililer tarafından “güvenli” ilan edilen ve savaş ve yıkım nedeniyle yerlerinden edilen binlerce ailenin yaşadığı bir bölgede vuruldu. Günden güne Gazze’nin yıkımı ve sakinlerinin katledilmesi, tek amacı bütün bir halkı terörize etmek ve moralini bozmak olan bir yöntemle devam etmektedir. Yıkım sayısızdır ve 45,000 Gazzeli hayatını kaybetmiştir.
UNICEF’e göre 12,000 ağır hasta çocuğun tedavi edilmek üzere bu cehennemden çıkarılması gerekiyor. Ancak İsrail ordusu tüm geçiş noktalarının kontrolünü ele geçirdiğinden bu yana sadece 300 çocuğa geçiş izni verdi, o da her zaman ailelerine değil. Daha da kötüsü, İsrail bombaları düzenli olarak ve bilinçli bir şekilde okulların üzerine düşüyor. Papa bu “zalimlik” karşısında öfkelendiğinde, İsrail Başbakanı Netanyahu, savaşını eleştirme cüretini gösteren herkese karşı aynı hakareti kullandıktan sonra onu antisemitizmle neredeyse suçlayacaktı.
Netanyahu ve aşırı dindar ya da laik sağdaki müttefikleri tarafından istenen, ancak yüzyıldır tüm durum tarafından hazırlanan bu savaş tüm bölgeye yayılıyor. Gazze, Batı Şeria ve Golan Tepelerinin işgaline ek olarak, İsrail ordusu bu sonbaharda 316’sı çocuk olmak üzere 4,000’den fazla kişinin ölümü ve Birleşmiş Milletler’e göre 100,000 evin yıkılması pahasına Lübnan’a müdahale etti. Lübnanlı yetkililer hala kaç ailenin kayıp sevdiklerini aradığını bilmiyor ya da söylemiyor. Ardından, İran’da “hedefli” bombalamalar ve Suriye’de yüzlerce saldırı gerçekleştiren İsrail hava kuvvetleri, 21 Aralık’ta üslerinden 2.000 km uzaktaki Yemen’e müdahale etti.
Genelkurmay’a göre bu, Suudi Arabistan’ın yıllardır savaştığı ve Kızıldeniz’deki ticari trafiği tehdit eden Yemenli isyancı grup Husilerin elindeki liman tesislerini yok etmeyi amaçlayan uzun süredir hazırlanmış bir operasyondu. 48 saat sonra, savaşın bu şekilde genişletilmesini kınamak bir yana, ABD de Yemen’i bombalamak üzere uçaklar gönderdi; diğer emperyalist güçlerin sessizliği ise bunu onaylamakla eşdeğerdir.
Bu sessizlik emperyalist ülkelerinde kamuoyunu şekillendirenlere kadar uzanmaktadır. Netanyahu’nun politikası, İsrail ordusunun vahşeti, Batılı hükümetler tarafından örtbas edilen ve onaylanan savaşı tırmandırması o kadar alışılmış hale geldi ki artık ne başbakanlar, ne politikacılar ne de medya bunlardan etkileniyor gibi görünüyor.
Bu sonuçta, bölgede düzeni sağlamanın, dünya ticaretinin temel unsurları olan petrol yataklarının ve Süveyş Kanalı trafiğinin korunması için ödenmesi gereken bir bedeldir. (LO, 25.12.24)