İktidarın zorbalığı artıyor, geri adım attıracak güç işçi sınıfıdır

Erdoğan, iktidarının yasakçı, baskıcı uygulamalarını oy desteğine dayandırarak haklı ve
meşru ilan ediyordu. İktidar, oy çoğunluğuna dayanarak, arasında az bir fark olan muhalefeti görmezden gelerek, sistemi bile değiştirdi.
Artık oy desteğinin kalmadığı açık. Erdoğan’ın vaatlerinin, karalamalarının,
övünmelerinin alıcısı kalmadı. Özellikle muhalif siyasetçilere baskının belediyeler üzerinden yapılması, beklenenin aksine etki yapıyor. CHP’li belediyelerin maddi yardım, kreş, sağlık, lokanta gibi sosyal desteklerinden yararlanan emekliler ve yoksullar, olumsuz etkilendikleri için tepkili.
AKP tabanı da, Erdoğan’ın şahsi kavgasına dönüştürdüğü gelişmeleri, siyasi tartışma olarak benimseyip tartışmıyor, tavır almıyor. Tam aksine olarak partinin yenilenen kadroları, parti içinden eski kuşaktan gelen en küçük eleştiriyi bile şiddetle cezalandırıyor. Kendi kurduğu partisinden atılanların sayısı artıyor.
İktidar artık, azınlığın çoğunluk üstündeki hakimiyetine dönüştü. Bu hâkimiyet, bir
avuç yargı mensubu, bir avuç bürokrat ve polis gücüne dayanıyor. Aktif kitle desteğinin
olmayışı, Erdoğan’ın şiddet kullanma, tutuklama yapma gibi uygulamalarını arttırıyor.
Saraçhane’de toplanan kitlelere karşı ülkenin farklı şehirlerinden polisler getirtildi; ancak polisinin İstanbul’a geldiği şehirlerde de gösteriler oldu. Tüm tehditlere, yol kapatma engellerine rağmen valilerin gösteri yasağı, açık açık, günlerce çiğnendi. Bu açık karşı çıkış fabrikalara, iş yerlerine, yani patronların kâr kalelerine taşınırsa, işte Erdoğan için sonun başlangıcı olacak. (28.03.25)