Ekonomi bakanı Mehmet Şimşek ekonominin iyi gittiğinden ve TUİK rakamlarının ekonomide yüzde 4.8 bir büyümeden bahsetse de bunlar kitlelerin yaşadığı gerçekler değildir. Bunlar olsa olsa milleti uyutmak için söylenen naralardır! Bazı temel verilere bir göz atmak, maalesef emekçiler ve yoksulların neler yaşadığını acı bir şekilde gözler önüne seriyor.
Çok çarpıcı bir örnek: Türkiye İşçi Konfederasyonu (Türk-İş) ağustos ayına ilişkin açlık-yoksulluk sınırı verilerini açıkladı. Ağustosta mutfak enflasyonu aylık yüzde 2.64, on iki aylık yüzde 40.68, yıllık ortalama yüzde 41.46 olarak hesaplandı. Dört kişilik ailenin aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 27 111 TL’ye yükseldi. Gıda ile birlikte tüm temel harcamalar için haneye girmesi gereken toplam gelir tutarı (yoksulluk sınırı) ise 88 bin 310 TL oldu.
Türk-İş tarafından açıklanan açlık-yoksulluk sınırı verileri Türkiye’de açlığın büyüdüğünü açıkça gösteriyor. Açlık sınırı asgari ücretini 5007 TL aştı. Buna göre asgari ücret açlık sınırının yüzde 18.46 altında kaldı. Yoksulluk sınırı ise 88 bin 310 TL’ye yükselerek 22 bin 104 lira olan asgari ücreti dörde katladı.
Emekçi ücretlerinin büyük bir çoğunluğu 30-40 bin TL civarında olduğu gerçeği göz önünde bulundurulduğunda, ekonominin güzel olduğu, iyileştiğinden bahsedebilirmiyiz!
DİSK-AR’ın raporu, gerçek işsizliğin resmi verilerin çok üzerinde olduğunu ortaya koydu. Son iki yılda 3.5 milyon kişi işsiz sayısına eklendi. Toplamda ise, Haziran 2025’te işsiz sayısı 13 milyon 383 bin kişiye tırmandı. Yani gerçek işsizlik oranı yüzde 29.6 oldu.
Hükümet, Türkiye’nin üst gelire çıkacağını iddia etti. Gerçekler ise, Dünya Bankasının Findex Raporu’na göre yüz de 42’si bankalara borçlu. Kredi kartı borçluluğunda Türkiye yüzde 70 ile zirvede. Son 5 yılda tarımsak kredi borçlarının ise 130 milyar liradan 1 trilyon liraya çıkarak yüzde 710’luk bir zirve yaptı.
Emekli olduğu halde çalışmaya devam edenlerin sayısı son 5 yılda üçe katlandı: 2020’de 746 bin 766 kişi emekli olduğu halde kayıtlı olarak çalışırken, bu sayı büyük bir sıçrama yaparak 1 milyon 865 bin kişiye tırmandı.
Tekstil sektöründe ciddi bir iş hacminin azaldığı görüldü. Tekstil ürünleri sektöründe gerileme istihdam tarafına da yansıdı. Bu sektörün çalışan sayısı anketin başladığı 2016’dan bu yana en yüksek oranda azalma kaydetti. Temmuz’da yüzde 41.9 olan istihdam endeksi Ağustos ayında yüzde 40.4 ile dibi gördü.
Büyük patronları, kapitalistleri zenginleştiren AKP hükümeti, onlarla beraber yukarıda verilen birkaç çarpıcı örnekle ekonomiyi nasıl felakete götürdüklerini ve de bunun sonucu olarak da emekçilerin ve yoksulların nasıl büyük bir yoksulluğa sürüklediklerini açıkça görebiliyoruz. Bu bataklıktan ise çıkmanın yolu CHP’nin gösterdiği olabilecek seçimler yoluyla değil, işçi sınıfının üretimden gelen gücünü kullanarak sömürü düzenine son vermesiyle mümkündür.
(02.09.25)