Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, 17 Kasım Pazartesi günü ABD tarafından sunulan ve Gazze'de uluslararası bir güç oluşturulmasını onaylayan bir kararı kabul etti.
Eylül sonunda İsrail hükümetine ve Hamas'a planını kabul ettiren Trump, her fırsatta eleştirdiği Birleşmiş Milletler'in desteğini alarak planına uluslararası bir tanınma kazandırmak istediği açıkça görülmektedir.
Oylamanın olumlu sonuçlanmasını ve özellikle Rusya ve Çin'in bu oylamaya katılmamasını sağlamak için, ilk metinde yer almayan “Filistinlilerin kendi kaderini tayin hakkı ve devlet statüsü”ne dair belirsiz bir atıf eklendi.
Trump planının ana noktalarını ele alan kabul edilen karar, 31 Aralık 2027'ye kadar Gazze'nin “geçiş yönetimini” yönetmekle görevli bir Barış Komitesi kurulmasını öngörüyor. Bu komiteye başkanlık etmeyi talep eden Trump, Filistin halkının geleceğini belirleme hakkına hiçbir şekilde sahip olmayacağı bir tür Amerikan himayesi kurma niyetini açıkça ortaya koydu.
Gazze'ye konuşlandırılması planlanan “uluslararası istikrar gücü” hakkında, İsrail hükümetinin bu gücün Türk askerlerini içermesini reddettiği dışında, henüz hiçbir şey bilinmiyor. Bu gücün konuşlandırılması, herhangi bir takvim belirlenmemiş olmakla birlikte, İsrail ordusunun kademeli olarak geri çekilmesine yol açması bekleniyor.
Bu gücün konuşlandırılması beklenirken, eğer konuşlandırılırsa, İsrail ordusu Filistin bölgesinin neredeyse yarısını işgal etmeye devam ediyor. Trump'ın planı, İsrail'in kazıcılarının bir araziyi boş bırakarak sarıya boyanmış beton bloklar yerleştirdiği bir “sarı çizgi” belirledi. Bu yeni sınırın korunmasını, İsrail askerlerine, gerekirse, iki yıldan fazla bir süre önce başlayan katliamı sürdürmek için bir bahane sunuyor. 10 Ekim'de ateşkesin yürürlüğe girmesinden bu yana 260'tan fazla Filistinli öldürüldü.
Gazzelilerin maddi durumu da iyileşmedi. Bölgeye yağan ilk kış yağmurları, 1.5 milyondan fazla insanın yaşadığı geçici kampları su altında bırakarak battaniyeleri, yatakları ve giysileri mahvetti. Trump'ın planı, insani yardım malzemelerini taşımak için her gün 600 kamyonun Gazze'ye girmesini öngörürken, her gün sadece 100 ile 200 kamyon geçiş noktalarından geçebiliyor ve yüklerin bir kısmı satışa ayrılıyor. Ayrıca İsrail yetkilileri, metal çubuklu çadırlar, cerrahi aletleri sterilize etmek için kullanılan büyük otoklavlar, aşı şırıngaları ve hatta patates tohumları gibi birçok malzemenin amacına uygun kullanılmayacağını iddia ederek bu malzemelerin girişini yasaklıyor.
Trump'ın planı Gazze halkına ne savaşın ne de açlık ve acının sonunu getiriyor. Planın Birleşmiş Milletler, Arap ve Türk devlet başkanları ve Filistin Yönetimi Başkanı tarafından desteklenmesi, Gazzelilerin bu liderlerin hiçbirine güvenemeyeceğini gösteriyor.
(LO, 19.11.25)