Devlet şiddeti gerilemiyor, artıyor

İstanbul’da bazı sol örgütlerin 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlama çağrısı yapmaları nedeniyle şehrin en yoğun bölgelerinde polis ablukası ve şiddeti yaşandı. Sadece Taksim’den geçen yollar değil ve ulaşım araçları değil, sendikaların miting alanlarına giden yollar ve ulaşım araçları da kapatıldı.
Kadıköy’deki miting alanına gidilememesi için vapur seferleri durduruldu, Marmaray’ın bazı istasyonları kapatıldı. Taksim’den geçen tüm ulaşım durdu. Zaten grupların hiç biri Taksim civarına ulaşamadan, polis şiddetiyle dağıtıldı. 300’den fazla kişi dövülerek, tekmelenerek, yerlerde sürüklenerek, bin bir küfür, hakaretle gözaltına alındı. Hatta gençlerin gözaltına alınmasını önlemeye çalışan bazı CHP milletvekilleri de daha önce Kürt vekillere yapıldığı gibi polis şiddetinden nasibini aldı.
Devlet kurumları içinde, özellikle polis ve yargıda, eğitimde, AKP için her şeyi yapmaya hazır kadrolar var. “Emir aldık” demeleri bir şey ifade etmiyor çünkü hiçbir amir, gençleri tekmeleme emri veremez. Ancak bu kadrolar, çok gönüllü ve korunacaklarını çok iyi bildikleri için yüzsüz gerekçe uyduruyorlar.
CHP yöneticileri, gençlere yapılan eziyeti, onlar üzerinden tüm toplumun polis ve yargı şiddetiyle tehdit edilmesini “korku duvarını aştık” diyerek olumluyorlar. Oysa asıl sorun, iktidara geri adım attırmaktır. Erdoğan, ilk tepkilerden sonra İBB’ye kayyum atayamayıp geri adım atsa da, artık hiç de geri adım atacak gibi davranmıyor. Her seferinde gençlerin zarar gördüğü akşam veya hafta sonu mitingleriyle bunu sağlamak mümkün değildir. İktidara geri adım attıracak tek güç bu düzeni ayakta tutan fabrikaların durması, işçilerin üretimden gelen güçlerini kullanmasıdır. (03.05.25)