30 Haziran günü Erdoğan ve çevrelerinin girişimleri sonucu yargı sistemi CHP’nin 4-5 Kasım 2023 tarihinde yapılan 38’inci Olağan Kururtayını iptal ettirip başa Özgür Özer yerine Kılıçdaroğlu’nu getirmeye çalıştı. Ama başaramadı ve duruşma Eylül ayına ertelendi. Yine de Erdoğan ve çevresi CHP’nin yeni Özgür Özer ekibi ile baş edememesi nedeniyle 19 Mart’ta başlattığı saldırıları devam etmekte kararlı olduklarını gösteriyorlar. Çünkü bu defa Özgür Özer’in tutuklanması için karar çıktığından söz ediliyor.
Genelde CHP ve Kılıçdaroğlu döneminde CHP
Genelde CHP her zaman yoksul ve emekçi kitlelerini savunan bir parti olmamıştır. CHP her zaman burjuvaziyi savunan bir parti olmuştur. Hatta Erdoğan’ın yolunu açanın da CHP olduğunu unutmayalım! Erdoğan’a siyasi yasak geldiği için siyasi hayatı bitmişti, ama Deniz Baykal Başkanlığı döneminde CHP belirli tertipler yapıp Erdoğan’ın önünü açmıştı. Böylece de Erdoğan siyasi kariyerini sürdürebildi.
Kılıçdaroğlu döneminde CHP’nin siyasetinin de ne tipte olduğunu anlamak için birkaç anlamlı örnek yeterlidir: 10 Ağustos 2014’de MHP ve CHP’nin ortak adayı dinci bir siyasetçi olarak bilinen Ekmeleddin İhsanoğlu olmuştu. Geçen Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yasalara göre Erdoğan’nın aday olma hakkı yoktu. Ama Kılıçdaroğlu yasaları hiç takmayıp, zaten seçimleri biz kazanacağız iddiaları ile yasaların çiğnenmesini çok rahat bir şekilde kabul etti.
Özgür Özer ve ekibinin siyasetleri de temelde çok farklı değildir.
Özgür Özer ve ekibi geçen yazın Erdoğan ile kanka olup televizyonlarda ne kadar yakın ve dost olduklarına vurgu yapıp karşılıklı ziyaretlerde bulundular ve yakında birlikte hareket edebilecekleri izlenimlerini verdiler. Ama aniden yine düşman kesildiler!
Özgür Özel geçen hafta Almanya’da Sosyal Demokrat Partilerin dünya kongresine katıldı ve bir üye olarak Almanca bir konuşma yaparak, sürekli işçi sınıfına karşı olan ve iktidara geldiklerinde işçi sınıfına büyük bedeller ödettirerek patronların kemer sıkma siyasetlerini uygulayan Alman ve Fransız sosyal demokrat partilerle nasıl içli dışlı olduğunu yeniden hatırlattı. Yani Özgür Özel de iktidara gelirse onlardan farklı davranmayacak.
Özgür Özer yönetimindeki CHP, İmamoğlu ve çevresinin tutuklanıp Silivri cezaevine konmasından ve ardından onlara karşı sürekli operasyonlar düzenlemelerine karşı tepki göstererek bu defa sadece “yarınlar çok güzel olacak” ve bunun için “hadi seçimlere gidelim” sloganlarıyla yetinmeyip kitle yürüyüşleri tertiplenmeye başladıkları için CHP geniş kitleler arasında saygı ve destek bulmaya başladı. Böylece de CHP artık ülkenin en çok destek gören en büyük partisi oldu. Ama bu artık CHP’nin yoksul kitlelerin ve işçi sınıfının çıkarlarını savunan ve savunacak olan bir parti olduğu anlamına gelmiyor.
İşçi sınıfı bu protesto yürüyüşlerine katılmaya devam etmekte haklıdır. Ama gerçekten bu sömürü düzenine karşı gelerek ve üretimden gelen gücünü kullanarak insanca bir yaşam düzenine kavuşmak isterse sadece kendi mücadelelerine güvenmelidir. İşçi marşı Enternasyonal’ın da vurgu yaptığı gibi “Yüce bir kurtarıcı yok” !
(01.07.25)