Bursa tekstil alanındaki kriz ve etkileri

Kriz ve daralma yaşandığı iddia edilerek işten çıkarmaların sıklıkla gündeme geldiği tekstil ve hammadeleri, hazır giyim ve konfeksiyon iş kollarında yansıdı.

Tekstil ve hammade sanayicilerinin ihracat gelirleri 860 milyon 742 bin dolardan 808 milyon 769 bin dolara düşerken bu işkolunda yüzde 6.04'lük gerileme meydana geldi. Hazır giyim ve konfeksiyonda ise bu rakamlar 614 milyon 645 bin dolardan 597 milyon 988 bin dolara gerileyerek ihracat rakamları yüzde 2.71 oranında bir düşüş yaşandı.

Bedelini işçi sınıfı ödüyor.

Patronlar sık sık yaşanan düşüşleri bahane göstererek işçi çıkarıyor, ücretleri baskılıyor ve az işçiyle çok üretim yapmaya çalışıyorlar. Yani işçilerin çalışma şartlarında bir iyileşme olmadığı gibi daha da kötüleşmeler oluyor. Hükümet, yani Cumhur İttifakı emekçilerin değil de patronları hizmetinde olduğu için bütün olanaklarını kullanarak işçilerin sendikalaşmalarını, örgütlenmelerini engelliyorlar. Hedefleri çok çok paralar kazanmak olduğu için işçiler insanlık dışı şartlarda çalışmış, hiç de takmıyorlar. Tekstil gibi emek-yoğun iş kollarında en küçük bir daralmada işçi çıkarmalarının sebebi de budur. Ayrıca, Bangladeş, Pakistan gibi Asya ülkelerine, Mısır gibi Kuzey Afrika ülkelerine yatırım yapma ihtimalleri de ortaya çıkınca Türkiye'deki patronlar maliyetleri düşürmek için bildikleri en kolay yola koyuluyorlar : İşçinin boğazına çöküyorlar. Tüm bunların sonucu olarak işsizlik hızla artıyor ve iş güvencesi diye bir şey kalmıyor.

Bursa'da sendikasızlık rejimi

Bursa, yaklaşık 110 bin tekstil işçisiyle İstanbul ve Antep'in ardından Türkiye'de en çok tekstil işçisinin çalıştığı üçüncü kent konumundadır. Tarihsel olarak Osmanlı döneminde tekstil sanayisinin merkezi Bursa idi. Şimdi ise Bursa önemli bir metal sanayi merkezine dönüştü. Bursa metal sektöründe işçi sınıfı içerisinde ciddi bir örgütlülük ve sendikalaşma görülüyor. Tekstil fabrikalarının büyük bir çoğunluğu sendikasızdır. Bursa'nın en büyük 250 firmasının arasında yer alan ve sayıları 50'ye yaklaşan tekstil işletmeleri içinde sermaye değerleri kapsamında sırayla en büyükleri oluşturan Karesi, Özilek, Yeşim, Aunde ve Korteks'te 20 binden fazla işçi çalışıyor. Bu fabrikalar arasında sadece Korteks ve Yeşim Tekstil'de sendika yer alırken hepsinin özelliği, çalışma şartlarının kötü olması ve baskıların yoğun olmasıdır. En küçük bir sendikalaşma, örgütlenme girişimi işten atılma nedenidir. Örneğin Organize Sanayi Bölgesi'ndeki Elyaf Tekstil'de sendikaya üye olan öncü işçilerin işten çıkarılması, fabrika önünde günlerce süren bir direnişle sonuçlandı. Durak Tekstil'de ise sendikaya üye olan altı işçi önce « küçülme » bahanesiyle, ardından da « hırsızlık » suçlamasıyla işten atıldılar. Demirtaş Sanayi Sitesin'deki Barutçu Tekstil'de sekiz kadın işçinin işten çıkarılması uzun soluklu bir direnişe dönüştü. İnegöl'de bir tekstil fabrikasında sendikalı oldukları için işten çıkarılan 20 işçi, bölgedeki sendikal baskının boyutlarını gözler önüne serdi. Aunde Tekstil'de ise sonrasına direnişe geçecek olan 200 işçi çıkarılırken; büyükler arasında yer alan başka bir fabrika da ise işçiler ve sendika yetkilileri tehditler ve şantajlarla susturuldu. Bunlar gibi daha bir sürü örnek var. Sendikalı işçi oranının yalnızca 8.5 olduğu bu iş kolunda, bu baskılar işçilerin sesini kısmayı ve büyük bedeller ödemelerini getiriyor.

Bu orta çağ şartlarını dayatan tekstil patronları kasalarını işçileri sömürerek dolduruyorlar. AKP hükümeti tüm bunlara karşı hiç birşey yapmadığı gibi her zaman işçilerin karşısında yer alıyor.

Bir işçi « bu yıl zam verdiler, ama öyle bir zam ki insanın aklıyla dalga geçer gibi. Markete gidiyorsun, 2 poşet dolduruyorsun, maaş eriyip gidiyor. Makineler arttı, iş yükümüz katlandı ama cebimize giren para aynı. Yetmedi, saniyelerle ölçülüyoruz .Yemek molasında 10 saniye fazla otursak azar işitiyoruz. » diyerek durumlarını özetliyor.

Ama en büyük oyun sendika konusunda oynanıyor. İşçilerin arasına yalanlar salıyorlar : « Sendikalı olursan adın patrona gider, topluca işten atılırsınız. » İnsanları bu şekilde korkutuyorlar...Bizi yalnızlaştırmak, sindirmek, birbirimize düşürmek istiyorlar. Biliyorlar ki tek tek korkutabilirler, ama yan yana durursak asla susturamazlar. » (01.10.25)