Kongre metinleri

Ancak gerekli önlemleri kim alabilir?

Çevrecilerin, içlerinden en samimi olanlar dahil, bu soruya cevapları yok. Çünkü bu sorunun cevabı sadece toplumsal hayata, hep birlikte hareket eden ve kaderine egemen olan insanlığın ortak çözümü ile mümkün. Ancak çözüm, şu veya bu aşamada üretim araçlarının özel mülkiyeti ve kapitalizmin özündeki anarşik üretim sistemiyle engelleniyor.

İnsanlık şimdiye kadar, toplumsal sorunlarına karşı, bütün insanlığı kapsayacak seviyede hareket ederek çözüm bulmak zorunda kalmamıştı.

Bilim ve teknoloji, internetin ile iletişim olanaklarına kadar tüm alanlarda şimdiye kadar insanlığa görülmemiş seviyede birlikte karar alıp uygulama olanağı var.

Ortak çıkarlar ile özel çıkarlar arasındaki çelişkilerden dolayı şimdiye kadar insanlığa görülmemiş seviyede tehdit oluştu.

Proletaryanın kendisi de kokuşmakta olan kapitalizmin ahlakından, bencilliğinden, her türlü cemaatçilikten yaygın olarak etkilendi. Lenin çok önceleri şuna vurgu yapmıştı: “İşçi sınıfı diğer sınıflardan bir Çin setti ile ayrılmış değil. O da emperyalist ideolojiden etkileniyor.” Lenin bu gözlemi “Emperyalizm, Kapitalizmin En Yüksek Aşaması” kitabında, tam da dünya savaşının ortasında yapmıştı. 1916’nın ilkbaharında, yani Rus Devriminden ve onu takip eden devrimci dalgaların yayılmasından sadece bir yıl önce.

Çünkü proletarya, Marks’ın yaşadığı dönemde olduğu gibi, burjuvaziye ve kapitalizme karşı sınıf çıkarları temelde zıt tek sınıftır. O, nesnel olarak toplumsallaşmaya yönelen tek sınıftır. O, insanlığın karşı karşıya kaldığı sorunlara, toplumsal çözümler getirebilecek tek sınıftır. Geçiş Programı’nın şu ifadeleri her zamankinden çok daha güncelliğini koruyor! “Her şey proletaryaya, yani her şeyden önce onun devrimci sınıf öderliğine bağlı. İnsanlığın krizi, devrimci önderliğin krizine indirgenmiştir.”

Bugün, devrimci önderliğin yeniden inşa edilmesi can alıcı önemde. Devrimci partiler ve bir Devrimci Komünist Enternasyonal yeniden inşa etmek, yani 4’üncü Enternasyonalin yeniden inşa edilmesi, çağımızın en temel görevi. Bunların ikisi aynı sınıf bilincinin oluşmasıyla gerçekleşecek. Aynı zamanda, sömürülenlerin sömürücülere karşı yaptıkları mücadelenin gelişmesinin belirtisi olacak. Bu sınıf mücadelesi sonuna kadar, yani egemen sınıfın tüm dünyada mülksüzleştirilmesine ve en sonunda insanlığın kendi kaderini tayin edebileceği sınıfsız yeni bir toplumun temelini atana kadar gitmeli. LDC No:196 (03.11.2018)