BİR İŞÇİ DEVRİMİ İÇİN!

TEK ÇÖZÜM: İŞÇİ SINIFININ DEVRİMİDİR

Türk burjuvazisi için Kemalizm, işçi sınıfının doğrudan tehlike oluşturmadığı ve emperyalizmin zayıfladığı dönemde bir fırsat olmuştur. Fakat sonuç değişmemiştir: Emperyalist çağda, ne Türkiye’de ne de başka bir ülkede, burjuvazinin bağımsız ve ulusal temelde gelişme olanağı yoktur. Çağımızda tek ve gerçek devrimci sınıf, işçi sınıfıdır. Tüm insanlığa sefaletten ve açlıktan arınmış bir geleceği, ancak işçi sınıfı verebilir. Bunun için gerekli tüm teknik ve maddi olanaklar vardır. Bu olanaklar, son 200 yılda ve kapitalist sistem tarafından geliştirilmiştir. Kapitalizm ve sermaye uzun zamandan beri uluslararasıdır.

Kapitalist sistemin dünya egemenliği, üretici güçleri kâr ekonomisine mahkûm ediyor; onu eski çağlardan kalan ulusal sınırlar içine hapsederek, insanlığın ilerlemesine engel oluyor.

İnsanlığı bu engelden kurtarmak gereklidir. Bu görevi ise, ancak işçi sınıfı gerçekleştirebilir. İşçi sınıfı, dünya devrimiyle kapitalist sınıfı yıkarak, dünya çapında sosyalist ekonomiyi gerçekleştirip komünizme doğru ilerleyebilir.

Türkiye’de kapitalizm burjuvazinin iç dinamiğiyle gelişme miştir. Türk burjuvazi çok zayıf olduğu için, ülkeye kapitalizm emperyalizm tarafından getirilmiştir. İşçi sınıfı ise, uluslararası işçi sınıfının bir parçası olarak gelişmiştir.

Bizce işçi sınıfının mücadelesi, dünya çapında ve işçi sınıfının sosyalist devrimi hedefiyle olmalıdır. Eğer şartlar elverişliyse, işçi sınıfı diğer halk kitlelerinin (şehir ve köy yoksullarının) desteğiyle siyasi iktidarı ele geçirmelidir. Böyle bir mücadele, diğer ülkelerde de işçi sınıfının iktidarının gerçe kleşmesi için bir ileri adım, bir olanak oluşturabilir. Dünya devrimini diğer ülkelere yaymak için, aktif bir başlangıç nok tası olabilir.

Burjuvazinin ve tüm hakim sınıfların Türkiye’deki büyük çoğunluk üzerinde kurdukları diktatörlüğe karşı işçi sınıfı, şehir ve köy yoksullarının desteğiyle iktidarını gerçekleştirip, burjuvazinin elinden ekonomik ve siyasi iktidarı almalıdır. İşçi sınıfının, şehir ve köy yoksullarıyla birlikte, burjuva sınıflara karşı uygulayacakları bir diktatörlük, gerçekte halk çoğunluğu için demokrasi olacaktır.

Çünkü bu iktidar Türkiye’de hiç yaşanmamış bir şekilde kitlelerin denetiminde, emekçilerin kendi ellerinde olacaktır. Bu nedenle de, bugünkü burjuva demokrasisiyle kıyaslanamayacak genişlikte bir demokrasi kurulacaktır. İşçi iktidarı toplumu tüm baskılardan arındıracaktır. Tüm halklara ve azınlıklara varlıklarını sürdürme hakkını tanıyacaktır. Tabii ki bu, bugüne kadar en çok baskı gören, başta Kürt halkı için geçerlidir ve Kürt halkı isterse, ayrılma hakkına sahip olacaktır.

Eğer işçi iktidarı ülkenin sınırları içinde kalırsa, sadece kısa bir süre yaşayabilir. Burjuvaziye karşı kesin bir zafer işçi devriminin tüm dünyaya yayılmasıyla gerçekleşebilir. Sosyalizm ancak, kapitalizmin geliştirdiği ve emperyalizmin sanayi merkezlerinde yoğunlaşmış olan, dünya çapında belirleyici sanayi üretiminin ele geçirilmesiyle mümkün olabilir.

Bizler, 1917 Rus Devrimi gibi, Türkiye’de gerçekleşecek devrimi dünya devriminin bir parçası olarak görüyoruz. Bu devrim Türkiye işçi sınıfı ve emekçi halkın mücadele arkadaşları olan diğer Üçüncü Dünya ülkelerindeki ve emperyalist ülkelerdeki işçi sınıfının vereceği bir mücadelenin başlangıç noktası olmalıdır

Türkiye’de gerçekleşebilecek bir işçi sınıfı devrimi kaçınılmaz olarak diğer komşu ülkeleri de etkileyecektir. Bu bir örnek teşkil edeceği için, doğal olarak Irak’ta, İran’da ve hatta tüm Ortadoğu’da ve Balkanlar’da yankıları olacaktır. Hatta daha uzak ülkelerde ve hatta emperyalist ülkelerdeki proletarya arasında yankıları olacaktır. Eğer Türkiye proletaryası etkin ve kararlı bir siyaset izleyip diğer ülkelerdeki sınıf kardeşlerine, devrimi dünyaya yaymak için seslenmesini bilirse, emin olmalıyız ki, kesinlikle tek başına kalmayacaktır.