MUSTAFA KEMAL: ORDU İRADESİYLE GERÇEKLEŞEN BURJUVA DEVRİMİ
Kemalist hareketin doğması için gerekli zemini hazırlayan bu koşullar ve özellikle, Birinci Dünya Savaşı olmuştur. Yani savaşta Osmanlı İmparatorluğu’nun yenilmesi, padişahlığın
tamamen yıpranarak İmparatorluğun paylaşılması ve Türkiye’nin doğrudan sömürge olma olasılığı, Kemalizm’in ortaya çıkışının maddi nedenleridir.
Ordu, İmparatorluğu parçalamak amacıyla içten ve dıştan gelen baskılarla baş edememiş olsa bile, Türkiye’yi işgal eden emperyalist devletlere karşı gelebilecek yeterli güç ve askeri birikime sahipti. Üstelik emperyalist ordular bir yandan dünyasa vaşı, Avrupa’daki devrimci ortamlar ve gelişen toplumsal hareketler, diğer yandan farklı bölgelerdeki ulusal hareketlerden dolayı zayıf düşmüştü.
Mustafa Kemal’in askeri iradeciliği, iç dinamiğiylegerçekleşe meyen burjuva devriminin yerine geçti. Mustafa Kemal zafer kazanan güçlerin Anadolu’yu paylaşma ve Boğazlara el koyma hesaplarını bozdu. Böylece emperyalist güçler askerlerini geri çekmek zorunda kaldılar. Ardından Mustafa Kemal reformlarını yasalar yoluyla gerçekleştirdi: Padişahlığa son verdi; ulusal meclisi kurdu; harf reformu yaptı.
Tüm bunlar, Mustafa Kemal’in dayandığı ordu ve laikleştirdiği devlet yönetiminin diktatörlüğü ile gerçekleştirildi. Ordu, hem Avrupalı güçlerin işgaline son vermiş, hem de burjuvazinin eleştirilerine fırsat tanımayıp, onu rejimi desteklemeye zorlamıştır. Hatta ordu, bazı burjuvaların özel çıkarlarına dokunsa bile, bu kesimleri, burjuvazinin genel çıkarları temelinde ikna etmiş veya susturmaktan çekinmemiştir.
Askeri diktatörlüğe dayalı rejim, Mustafa Kemal’in baş lattığı reformları, halkın kendi çıkarına ve hesabına devam ettirmesini, esas olarak halkı susturarak, engellemiştir. Üstelik işçi örgütleri ve partileri kurmak isteyen militanlara karşı şidde tli baskılar uygulanmıştır; örneğin Türkiye Komünist Partisi (TKP) önderleri 1920’de öldürülmüştür.
Kuşkusuz Mustafa Kemal rejimi bir yönüyle burjuva devrimlerinin devrimci döneminin (Jakoben) görevlerini yerine getirmiştir. Fakat uyguladığı yöntemler, burjuvazinin devrimci yöntemlerinden çok, yozlaşan emperyalizmin ve hatta faşizmin yöntemleri olmuştur. Anayasanın önemli maddelerinin (141- 142), İtalya’daki faşist Mussolini rejiminden alınmış olması, bunun bir göstergesidir.