Sinif Mucadelesi

Mevsimlik işçilere insanlık dışı koşullar

Cuma 10 Ağustos 2012

Hasat mevsimiyle birlikte, mevsimlik işçi ve ailelerinin çilesi de başladı. 30 yıl önce on binler olan mevsimlik işçi sayısı günümüzde net bir rakam verilemese de bir milyonu geçmiş durumda.

Mevsimlik işçilerin dramı, daha yolda başlıyor. Kamyon kasalarında, binlerce kilometre yol alıyorlar, 6 kişilik vagonlarda 12 kişi yolculuk ediyorlar. Trafik kazası sebebiyle onlarca işçi daha gideceği yere varamadan, yolda ölüyor.

Günde 14-15 saat, üstelik kavurucu sıcağın altında çalışıyorlar. Yedikleri yemeği, içtikleri suyu da kendileri karşılamak zorunda. Köleliği andıran çalışmanın karşılığı en iyi ihtimalle günlük 20-25 lira arasında değişiyor.

Mevsimlik işçilerin çoğu Kürt ve en düşük ücreti alan da yine onlar. Örneğin geçen yıl Diyarbakır’da 23 lira olan günlük yevmiye bu yıl 3 lira arttı; 780 lira oldu. Diyarbakır Zıraat Odası, bu zammı gururla açıkladı! 2007 seçimlerinin arifesinde, başbakan “mevsimlik işçiler 750 lira alıyor” diye göğsünü kabarttığı sırada bir işçi, “ne 750 lirası başbakan, elimize 600 lira bile geçmiyor” deme cesaretini göstermişti.

Kürt kitlelerinin yoksulluğu ve işsizliği, en küçüğünden büyüğüne her patron için sömürü olanağı. Her türden patronlar, işçilere emeklerinin karşılığını vermeye geldiğinde kör, sağır, dilsiz oluveriyor.

Mevsimlik işçiler, çalıştıkları yerlerde kurdukları naylon çadırlarda ya da küçük arazilerdeki ahır gibi yerlerde kalıyor. Çoğu zaman içme suyu olmadığı için bir sürü çocuk hatta yetişkin memleketine hasta ya da mikrop kapmış olarak dönüyor.

Kürt işçiler, bazı kentlerde, sağcı, ırkçı saldırılara ve uygulamalara maruz kalıyor. Örneğin Sakarya’da, Emniyet Müdürlüğü, Kürt işçileri şehir merkezine dahi sokmadan, çalışacakları ilçelere götürüyor. İşçiler, şehir merkezini göremeden memleketlerine geri dönüyor.

2008’de Bursa’da bir hastanede bir mevsimlik işçi sırf Kürt olduğu için tedavi edilmemişti. AKP hükümeti olayı, önce inkar etmiş ardından da yaklaşan seçimin de etkisiyle, bir kez daha koşullarda iyileştirme sözü vermişti.

Bu ırkçı saldırıların bir nedeni, Kürt düşmanlığı olsa da bir nedeni de Kürtlerin gittiği bölgelerde, gençler arasında artan işsizliktir. Kendi şehrinde, daha yüksek ücret ve daha iyi çalışma koşulları istediği için iş bulamayan gençler, yanlış bir şekilde çok daha kötü koşullara razı olan Kürtlere öfkesini gösteriyor.

Sonunda AKP sözünü tuttu. Ancak koşulları iyileştirmek yerine bir genelge ile Kürt işçilere yapılan ayrımcılığı resmileştirdi. Sözde bölücü faaliyetlere izin verilmemesi için işçilerin kimlik bilgilerinin arazi sahipleri tarafından emniyete bildirilmesi yani fişlenmesi isteniyor.

Genelgede, çalışma ve yaşam koşullarını düzeltmek için barınmadan beslenmeye, ulaşımdan ücretlere kadar yüzlerce iyileştirme var ama hepsi lafta. Tek yapılan çadır çevrelerine içme suyu için sondaj yapılması, prefabrik tuvalet ve duş kabin yapılması. Bazı yerlerde çocuklara oyun ve bakım alanı yapıldı.

Bu gibi iyileştirmelerden işçilerin çok azı yararlandığı gibi asıl yararlanan, çadırların önünde fotoğraf çektirip reklam yapan AKP’li vekiller ve AKP’nin atadığı valiler oldu. Bu reklamcılar, işçilerin karın tokluğuna çalıştığından hiç bahsetmedi.

Bir yanda karın tokluğuna çalışan Kürt ve Türk işçiler diğer yanda ise işçilerin ürettiği sebzeyi, meyveyi, pamuğu, fındığı satarak zengin olan patronlar ve onun kıdemli, “usta” hizmetkarları. Mevsimlik işçiler de tıpkı işsizler gibi işçi sınıfının bir parçası ve fabrikalarda 12 ay çalışan işçilerle çıkarları ortak. (02.08.12)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2012  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 170 - 3 Ağustos 2012  Site yaşamını izle Emekçinin Gündemi   ?