Sinif Mucadelesi
Zamlar ilk işareti verdi

Haklarımız için örgütlenme ve mücadeleden başka seçeneğimiz yok!

Perşembe 13 Ekim 2011

Kış ayları başlamadan, önce elektriğe ertesi gün de doğal gaza zam yapıldı. Geçen ay da İstanbul’da ulaşıma zam yapılmıştı. Elektriğe yapılan zam oranı %10. Daha önce 20 lira elektrik faturası ödeyen biri artık 24 lira ödeyecek. Zammın ardı gelecek çünkü elektriğin önemli bir kısmı doğal gazdan üretiliyor ve doğal gaza %14 civarında zam geldi. Güya artışa karar veren bir üst kurul var ve bu kurul, üç ayda bir sözde “fiyat ayarlaması” yapıyor. Maliyet artışları gerekçe gösteriliyor ve maliyet, bu artıştan hiçbir sorumluluğu olmayan emekçilerin sırtına yıkılıyor.

Hükümet, ikiyüzlü bir şekilde zamların sorumluluğunu üstlenmiyor, oysa “üst kurul” oluşturan ve buradaki bol maaşlı çalışanları belirleyen, hükümettir. İşlerine gelene sahip çıkıyorlar, işlerine gelmeyene “bizimle ilgisi yok” diyorlar.

Merkez Bankası Başkanı, Türkiye ekonomisini, uçağa benzeterek, “indik ama arkadan fırtına geliyor” dedi. Bu ne demek? Ekonomi hakkında herkesten çok bilgisi olduğu söylenen yetkililer, neden herkesin anlayacağı şekilde, doğru dürüst açıklama yapmıyor, durumu anlatmıyorlar?

Bir şey anlatmayan kelimeleri özellikle seçiyorlar çünkü ne söyleseler boş! Ekonominin gidişatını, söyledikleri gibi onlar değil, ellerindeki milyarları kâr amacıyla istediği gibi, sorumsuzca kullanan, büyük patronlar, vurguncular yönlendiriyor. Bugüne kadar, Türkiye ekonomisinin büyümesi, büyüme “rekoru” kırması övüldü, şimdi ise anlaşılmasın diye “soğuması” diyerek, ekonominin küçülmesi için çalışıyorlar. Lira’nın sözde “değerli” olmasıyla övündüler, şimdi değerinin düşmesi iyidir, deniyor.

Sözde çok iyi durumda olan bankacılık sistemini yönetmesi gereken bir başka üst kurul, ekonomiyi soğutma planı çerçevesinde, bankaların bütçelerinin %25’inden daha fazla kredi vermemeleri kararı aldı. Ama dinleyen olmadı. Buna rağmen bu kurulun yetkilileri, “elbette hiçbir bankayı sorgulamayacağız” diye açıklama yapıyor! Geçtiğimiz ay da banka kredilerinin kısılması için bazı düzenlemeler yapılmıştı ama yine takan olmamıştı.

Bu bol maaşlı, bol unvanlı kişiler, tıpkı siyasetçiler gibi ekonominin işleyişine söz geçiremiyor, aksine bankacıların, şirket sahiplerinin, büyük tüccarların, vurguncuların taleplerini yerine getiriyor.

Türkiye’nin en çok ihracat yaptığı ülkeler, başta Almanya olmak üzere Avrupa ülkeleri, oradaki ekonomik kriz, ihracatın düşmesine neden oluyor. Doğuda neredeyse tüm komşularla sorun var ve bazılarının kendi içlerindeki ayaklanmalar nedeniyle ekonomik ilişkiler geriliyor. Tüm bunların ekonomiye olumsuz etkisi artıyor. Bu yılki ekonomik büyümenin geçen yılın yarısı kadar olacağı, enflasyonun yükselişe geçeceği hesaplanıyor.

Hükümet ve özellikle ekonomiden sorumlu siyasiler, iyi durumu sahiplendiler ancak şimdi ne zamları ne devalüasyonu ne de ekonomik gerilemeyi üstleniyorlar. Tüm bunların sebebi, ya Batı’daki kriz, ya doğudaki isyanlar, ya Rusya’nın doğal gaza zam yapması ya da “üst kurul” kararları, yani hep başkaları sorumlu. Gerçekte kararlar, siyasiler tarafından ama patronların talepleri ve çıkarları doğrultusunda alınıyor.

Emekçiler de dahil olmak üzere milyonlar, ekonomik refah vaat ettiği için hükümete oy verdi. Bu talebi hükümete hatırlatmanın zamanı! (03.10.11)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2011  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 160 - 7 Ekim 2011  Site yaşamını izle Başyazı   ?