Sinif Mucadelesi

Seçimden önce her şey iyiye gidiyordu! Şimdi neden tersi söyleniyor?

Cumartesi 6 Ağustos 2011

Eskiden seçim sonrasında hükümet değiştiğinde, yeni iktidara gelenler, “enkaz devraldık” deyip kemer sıkma kararları dayatırdı. Şimdi AKP yine seçildiği için aynı şeyi söyleyemiyor ama onların da bahanesi yok değil.

Genel seçimin üzerinden bir aydan fazla zaman geçti. Seçim döneminde, projeler, vaatler ve gelecekte mutlu günlerden söz eden siyasiler, şimdi, işçinin hakkının kısıtlanmasından, ekonomik kriz tehlikesi nedeniyle tüketim yapılmamasından, ölen gençlerin yerine yenilerinin eklenmesi için daha çok gencin çatışmaya gönderilmesinden söz ediyor.

Siyasetçilerin oy istemek için söyledikleri ile gerçekler ve yaptıkları hiçbir zaman birbirini tutmuyor.

Başbakanın, “ekonomik kriz bizi teğet geçecek” sözü o dönem itiraz görse de bugün patronlar açısından doğrulandığını görüyoruz. İşyerleri büyüyor, ithalat-ihracat patladı, bankalar, sanayi şirketleri kâr ve satış rekorları kırıyor. Birçok patron işini yurtdışına genişletti, birçoğu da yurt dışından ortak aldı. Türkiye ekonomisi, yerli ve yabancı büyük sermayenin Ortadoğu ve Kafkaslar’a yaptığı ticaretin ortağı konumunda. Patronların kasaları her geçen gün şişiyor.

Evet, biraz cari açıktan, yani gelirden çok gider olduğundan söz ediliyor ama hükümet ısrarla bunun sorun olmadığını, istedikleri zaman para bulabileceklerini söylüyor. Zaten milyonlarca emekçi, hükümetin ekonomi hakkında söylediklerini kabul edip bu iyi durumun sürmesi için yeniden oy verdi.

Ama öyleyse neden bir işi olan emekçi sayısı artmıyor, neden ücretler, satın alma gücü yerinde sayıyor? Neden güvencesiz çalışma, hem kamuda hem de özelde yaygınlaşıyor?

Patronların durumu iyileşirken işçilerin durumunun da iyileşmesi gerekmiyor mu? Çünkü tersi olduğunda böyle söyleniyor. Kriz var, işçinin kemer sıkması lazım deniyor ve yapılıyor da. Seçim öncesi “emekçi dostu” kesilen, işsizlikten, yoksulluktan bahseden, hükümeti kıyasıya eleştiren CHP yöneticileri de ağzını açmıyor.

Son haftalarda, ekonomi ile ilgili bakanlar, adeta orta oyunu oynuyor. Biri tehlike var tüketmeyin demeye getirirken, diğerleri durum iyi ama dikkatli olun diyor. Banka kredileri için emlak satışı için kolaylık getirildi, şimdi kısıtlama yapılıyor.

Kamu işçilerinin çerçeve sözleşmesi yüzde 8’le imzalandı, şimdi tek tek işyerleri sözleşme imzalayacak. Ağustos’ta memurların sözleşme görüşmeleri başlayacak. Ardından devamı var. Kıdem tazminatı ve esneklikle ilgili yani işçi haklarının kısıtlanması planlanıyor, özelleştirmeler var. Yani sıra işçiye gelince birden durum kötüleşiyor.

Tıpkı Yunanistan’da olduğu gibi ekonomik durum kötüye giderse emekçiler suçlanacak, “çok tükettiniz” denecek.

Çünkü patronlar, kasaları şişerken sadece kendileri faydalansın istiyor, şişkinlik biraz azalmaya başlayınca bunu işçinin sırtından telafi ediyorlar. Emekçiler, tüm güçleriyle çalışıp üretiyor, sefasını patronlar yaşıyor ama cefayı hep emekçiler çekiyor.

Sadece patronların kârını korumayı amaçlayan bu düzen emekçilere istikrarlı bir yaşam sağlamıyor. Patronların çıkarları doğrultusunda karar alan hükümetler, duruma göre emekçilere biraz kemer sıktırıyor ya da daha çok kemer sıktırıyor. Ancak hiçbir zaman iyi bir yaşam ve gelecek sağlamıyor.

Bu bozuk düzeni değiştirmek, emekçilerin çıkarını gözeten bir düzen kurmak yine emekçilerin mücadelesi ile mümkündür. (29.07.11)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2011  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 158 - 1 Ağustos 2011  Site yaşamını izle Başyazı   ?