Sinif Mucadelesi

IMF’nin başına geçecek olan, emperyalizmin gazabına uğrayan kitleler için bir şey değiştirmeyecek

Çarşamba 15 Haziran 2011

ABD’de cinsel tacizle suçlanan IMF başkanı için basın, onun sayesinde, IMF’nin daha insancıl, daha demokratik olup “gençleştiği” ve “meşru konuma” geldiğinden söz etti.

IMF başkanını kurtarıcı olarak sunmak gerçekten büyük cüret! Avrupa ülkelerinin desteği ve ABD’nin onayı ile IMF başına getirilmiş ve ilk iş olarak IMF personelinin yüzde 15’ini, yani 400 kişiyi işten atmıştı. Demokrasi konusuna gelince, bu da sadece bir göz boyama çünkü, Brezilya veya Çin gibi bazı ülkelere biraz daha fazla oy hakkı verdi ama bu, eski işleyişi hiç etkilemedi.

2008’den itibaren, daha şiddetlenen krizde, mali kuruluşları iflastan kurtarmak için IMF acilen, Avrupa devletlerine, banka kredisi olarak aktarmak için 750 milyar dolar vermişti.

İstifa eden başkan, koltuğuna oturmasından bu yana, IMF tek başına veya Avrupa Birliği ile birlikte Macaristan, Letonya, İzlanda, Yunanistan, İrlanda ve şimdi de Portekiz’e müdahale ediyor. Her defasında, kamu çalışanlarının ücretleri düşürülüyor, emeklilik yaşı yükseltiliyor, emeklilik maaşları azaltılıyor, kamu hizmetleri özelleştiriliyor, direk vergiler arttırılıyor, eğitim, sağlık gibi bütçelerden büyük kesintiler yapılıyor. Kısacası zaten krizden etkilenen kitleleri, daha hızla yoksulluğa sürükleniyor.

IMF her zaman, emperyalizmin yoksul ülkeleri talan etmesinde bir araç oldu. 1970’li yıllarda başlayan krizden sonra, daha da önemli bir rol oynadı. IMF’nin kendi öz sermayesi olsa da, esas fonları büyük güçlerden (resmen 187 üye olmasına rağmen) geliyor.

IMF’nin müdahalelerine genellikle “yardım” ve “kurtarma planı” dense de esas amaç, kamu harcamalarında çok önemli kısıtlamalar yapmak için önlem almak. Bu da yeni değil, çünkü IMF müdahaleleri her zaman, sosyal felaketlere yol açarak, yoksul ülkeleri bankaların ve kapitalistlerin kucağına atıyor. Bu uygulamalar, IMF başkanı kim ve siyasi etiketi ne olursa olsun, hep aynı oldu.

Bugüne kadar fiili bir anlaşma ile IMF başkanı, hep Avrupa’dan, emperyalizmin elinde başka bir araç olan Dünya Bankası başkanı ise hep ABD’den biri oldu. Taciz suçlamasını fırsat bilen ABD’nin bu defa IMF’nin başına gelecek olan Avrupalı bir adayı devre dışı bırakarak, Fransız Lagarde yerine ikiyüzlü bir şekilde “gelişen” diye adlandırılan devletlerden bir adayı başa getirmek istemesi mümkün. Örneğin Meksikalı, Çinli veya Hintli bir adaydan söz ediliyor. Ancak mali kaynakların çoğunu sağlayan Avrupa devletleri, IMF’nin başkanlığını korumaya devam etmekte kararlı görünüyorlar.

Gelecek kişi hakkında yapılan “tartışmalar” emperyalistlerin çıkar çelişkileri ve kavgaları için çok şey anlatıyor. IMF’nin başına “gelişmekte” olan bir ülke adayı gelse bile, bu sadece sembolik kalacak. Sonuç olarak IMF, yine emperyalistlerin ve içlerinde en güçlü olan ABD’nin çıkarlarını savunacak.


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2011  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 156 - 3 Haziran 2011  Site yaşamını izle Güncel… Güncel… Güncel…   ?