Sinif Mucadelesi

Kadına yönelik şiddete son!

Cuma 11 Mart 2011

Dünya emekçi kadınlar günü yıldönümü 8 Mart’a, Türkiye kocaları, kardeşleri, yakınlarınca öldürülen, yaralanan, tecavüze uğrayan kadınlarla giriyor.

Geçtiğimiz Kasım ayında, Nejla Yıldız, Ayşe Paşalı ve Arzu Yıldırım’ın kocaları tarafından öldürülmeleri üzerine yapılan hamasi konuşmalar, hiçbir şeyi değiştirmedi.

Sadece ocakta, 17 kadın, bir kız çocuğu ve iki bebek öldürüldü, 34 kadın ve yedi çocuğu taciz, dört kadın ve 15 çocuğa tecavüze edildi. Tecavüze uğrayan kadınlardan biri 76 (torunu tecavüz etti) diğeri 97 yaşında. Tüm bunların çoğu, her zaman söylendiği gibi “doğu”da değil, İstanbul ve Akdeniz bölgesindeki illerde oldu.

Şubat ayında ise iki erkek, boşanmak isteyen eşlerini öldürdü. İki kadın, yine kocaları tarafından ağır yaralandı. Adana’da boşanmak isteyen eşinin boğazını kesip kaçmak isterken yakalanan koca, "eşimi yaralamam kimseyi ilgilendirmez" dedi.

Kadınları en çok kocaları öldürüyor. Onları sırasıyla babaları, erkek kardeşleri, yakınları ve sevgilileri izliyor.

Bahaneler çeşitli: Ailesinin izni olmadan evlenmek, eşini aldatmak, kıskançlık, tartışmak, kocalarının psikolojik rahatsızlığı, boşanmak istediği için namussuz olmak. Bir kız çocuğunu ağabeyi "ödevini yapmadığı", bir diğerini yine ağabeyi "namus" bahanesiyle yaraladı. Bir baba sevgilisiyle kaçan kızına karşılık, damadın amcasının 15 yaşındaki kızını kaçırdı; oğlu, kıza tecavüz etti.

Türkiye’de her yıl 10 binden fazla cinsel saldırı dosyası açılıyor; bu da gerçek rakamın ancak yirmide biri.

Gittikçe tırmanan kadına yönelik bu şiddetin bireysel değil, toplumsal, somut nedenleri var. Eskiden beri süren erkek egemenliğine güçlenen dini gerici fikirler ekleniyor. “Dekolte” giyimi tecavüze bahane olarak söyleyen, ilahiyatli profosörünün sözlerinden bunu anlamak mümkün.

Kadın sözkonusu olunca, şiddeti uygulayan erkeği değil, şiddete maruz kalan kadını şuçlayan görüş, hükümetin en yetkililerinin de görüşü: Kadın ve Aileden Sorumlu Bakan Kavaf, "tacizin tek nedeni olarak kılık kıyafeti göstermek ya da onun arkasına saklanmak doğru değildir" diyor. Yani “dekolte” elbette tecavüz nedeni ama tek neden o değilmiş, başka nedenler de var. Erkekler sayıyor: Akşam 10’dan sonra sokakta olmak, ağabeyinin yaptıklarının bedelini ödemek, 76 yaşında iken torun sahibi olmak...

Özürü kabahatinden büyük olan AKP hükümeti yetkilileri, tüm bu tartışmaların yaşandığı günlerde, "testesteron tedavisi" olduğu ileri sürülen bir tecavüz cezası önerdi.

Bu eğer “tedavi” ise cinsel saldırı suçu işleyenler, hasta olarak kabul ediliyor demektir. Oysa kız çocukları ve kadınlar, çoğunlukla aklı başı yerinde en yakınlarının hatta devlet görevlilerinin saldırısına uğruyor.

Hükümet, kadına yönelik saldırganlığı ortaya çıkaran ve yaygınlaşmasını sağlayan koşullarla ve bunların kaynaklarıyla mücadele etmek yerine, suçu kişiye ve hormona bağlayarak işin içinden çıkıyor. Üstelik, cezalandırmaya odaklı yaklaşım, kadın açısından hiçbir şey ifade etmiyor. Çünkü zaten kadın cinsel saldırıya uğramış demektir.

Toplumdaki genel kanı, bir kadın eğer cinsel saldırıya maruz kalmışsa, suçun o kadında olduğudur. Nitekim Mardin’de 13 yaşındaki bir kız çocuğuna tecavüz eden, aralarında kamu görevlilerinin de bulunduğu 26 tecavüzcü erkeğe, çocuğun, “yaptığı ahlaki kötülüğünün bilincinde olarak kendi rızasıyla ilişkiye girdiği” gerekçesiyle "iyi halden" ceza indirimi yapması bunu doğruluyor. Mahkeme, çocuğa tecavüz eden erkekleri "iffetli" kabul ederek cezalarını indirdi, kız çocuğunu pazarlayan iki kadına ise "iffetsizlik" nedeniyle ceza indirimi yapmadı. İşte yasa katında tüm bu olanların çok daha ağırı toplumda var.

Cinsel saldırı, insanın bedensel ve ruhsal bütünlüğüne doğrudan saldırıdır. Ancak gerek çocukların gerekse de kadınların kendi bedenleri üzerinde biricik hak sahibi oldukları, bunun dokunulmaz olduğu, esas olarak ne toplum ne de devlet tarafından kabul görmektedir. İşte esas sorun bu gerici, cinsiyetçi, erkek egemen zihniyet ve onu sürdürüp besleyen bu düzendir. (01.03.2011)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2011  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 153 - 4 Mart 2011  Site yaşamını izle Siyasetin Gündemi   ?