Sinif Mucadelesi

Endonezya : bir diktatörün ölümü

Cuma 14 Mart 2008

Yaşlı bir diktatör daha, suçlarının hesabını vermeden, eceliyle yatağında öldü. Eski general Suharto, Endonezya’da 1966’dan 1998’e kadar otuz iki yıl boyunca zorbaca, yolsuzluklara batmış, bir rejim hüküm sürdürdükten sonra öldü. Bu rejimde, akraba kayırma, baskı ve şiddet emperyalizme, özellikle de en güçlüsü Amerikan emperyalizmi karşında boyun eğmenin, sadakatin belirtisi olarak birbiriyle yarıştı.

17’inci yüzyıldan itibaren Hollanda sömürgesi olan Endonezya, 1949 yılında ABD’nin himayesi altında bağımsızlığını elde etti. Endonezya ordusu, Endonezya Komünist Partisi tarafından yönetilen, partinin yöneticileri de dahil 10 bin kişinin öldürüldüğü ayaklanmayı kanlı bir biçimde bastırmak gibi birçok baskı ve şiddet olayı örgütledi.

ABD’nin bakış açısıyla Endonezya çok da emin bir müttefik değildi. Ahmed Sukarno’nun devlet başkanlığı altında Endonezya, 1955 yılında Bandung Konferansı’nda ortaya atılan "Bağlantısızlık" (Non-Alignment) politikasının sembolü oldu ve Amerikan emperyalizminin Çin ve SSCB’ye dayatmak istediği abluka konusunda çatlak oluşturuyordu.

Sukarno bu politikayı sürdürebilmek için, hem çiftçilerden büyük oranda çok mal ve mülkü koparıp alan orduya, hem de yoksul halkın desteğini alabilmek için Endonezya Komünist Partisi’ne dayandı. 1960’da yapılan toprak reformu, bu reformun uygulanması için hareketlenmelere, yıllar boyu süren kötü hasattan sonra da kırsal kesimlerde ayaklanmalara neden oldu. Ayrıca İslamcı politik gruplar, kanlı çatışmaların 1965 yılı Ağustos ayına kadar sürdüğü Java adasında olduğu gibi köylüleri birbirlerine ve Endonezya Komünist Partisi’ne karşı kışkırtıyorlardı.

Amerikalı yöneticiler için Sukarno’nun iktidarına son verme fırsatı verdi. O dönemde bir Amerikalı diplomatın dediğine göre, «az gelişmiş ülkelerde değil komünist rejimleri, ülkelerinde güçlü bir komünist partinin varlığını kabul eden liberal rejimleri bile kabul etmek söz konusu olamaz». Ordunun iki numaralı adamı olan Mohamed Suharto, genç subayların 6 generali tutuklayıp öldürdükleri, az çok CIA tarafından güdümlenen “30 Eylül 1965 hareketine” karşı tepki olarak, isyancıları bastırdı ve olayın sorumlusu olarak suçlanan Endonezya Komünist Partisi’ne karşı önceden görülmemiş bir baskı ve şiddeti başlattı.

1965 yılındaki kanlı baskı ve şiddet

Bu sadece Endonezya Komünist Partisi üyelerini (ki tamamen yok edildiler) hedef alan değil, bütün muhalifleri, sendikacıları ve mücadeleci emekçileri de hedefleyen, aylarca süren tüyler ürpertici korkunç bir katliam oldu. Yağmalama ve öldürme olayları Çinli tüccarlara ve onların yurttaşlarına karşı da yöneltildi. Bu olaylarda ölenlerin sayısı 500 bin ile 2 milyon arasında tahmin edilmektedir. Tutukluların infazı 20 yıl boyunca sürdü.

1966’da başbakan ilan edilen, 1968’de de resmi olarak devlet başkanı olan Suharto sadece Endonezya Ordusu tarafından değil, ABD ve kendilerini Sukarno’nun rejimi sırasında kenara itilmiş hisseden ve halkın isyanından korkan zengin sınıflar tarafından da desteklendi. Bununla birlikte Sukarno’nun rejimi yoksul sosyal tabakalara gerçek anlamda hiçbir ödün vermemişti.

Suharto, emekçi sınıflara giderek daha fazla özveride bulunmayı kabul ettirmek için halk nezdinde anti sömürgecilik üzerinde temellenen sempatisinden yararlandı.

Suharto’nun kendisi rejimini net bir biçimde daha çok sağda dengeye oturttu. Ordu Suharto’nun temel desteği oldu, İslamcı dinci partilerin etkisi, Endonezya Komünist Partisi’nin ve sendikaların yerini aldı: Ateizm yani tanrıyı yok sayma yasaklandı, dini eğitim zorunlu kılındı, böylece de İslam devleti yanlıları daha da güçlendiler.

Rejimin korkunçluğu büyük güçlü devletleri etkilemiyor, rahatsız etmiyordu. Suharto’nun 1975’de Doğu Timor’u ele geçirmesine izin verdiler, o ana kadar zengin petrol yataklarıyla Portekiz’e ait olan bu ülkede gerçek bir katliam gerçekleştirildi. ABD, Fransa ve İngiltere’nin askeri yardımları Suharto’ya eksikliklerini hissettirmiyordu ve burada bağımsızlıkçıları destekleyen halkın üçte biri öldürüldü.

Genelleşen yolsuzluk

Genelleşen yolsuzluk da yabancı yatırımcıları rahatsız etmişe benzemiyordu. Onlar için en önemli olan şey sadece, 1997’deki Asya mali krizinden önce günde 2.46 dolar olan yasal asgari ücret gibi çok düşük ücretlerle çalışan emekçilerden, ucuz el emeğinden yararlanarak Endonezya’nın hammadde zenginliklerini sınırsız bir biçimde sömürme olanağıydı.

Suharto’nun iktidarda bulunduğu 32 yıl boyunca, Total, Coca-Cola, British Petrol, General Electric, Honda gibi çok sayıdaki Batılı ve Japon tröst ülkeden yararlanıp kâr elde ettiler. Endonezyalı «bebek kaplan» diye adlandırılan yıllık büyümenin yüzde 7’si ülke kaynaklarının yoğun bir biçimde yağmalanmasına ve büyük orandaki borçlanmaya dayanıyordu. Bunların yarısı özel sektördeydi ve genellikle Suharto’nun yakın çevresine, örneğin özellikle büyük sözleşmelerin üstünden yüzde 10 pay aldığı için «bayan yüzde 10» diye adlandırılan karısına aitti.

Ancak 1997’deki Asya mali krizinin sarsıntıları onu yendi: Sokaklarda, öğrenci hareketleri aracılığıyla, Suharto’nun iktidarı terk etmesi istendi. 1998 yılının Mayıs ayında Cakarta’daki ayaklanmalar en yüksek noktasına ulaşan, yoksulluk, sefalet, işsizlik, fiyatların yükselmesi, yolsuzluklara karşı halk hareketi, Amerikan emperyalizminin Suharto’ya yaptığı desteği azaltmasına, diktatörü de istifa etmeye yöneltti.

Bazı sivil toplum örgütlerine göre dünyanın en yolsuzluğa gömülmüş yöneticisi olan Suharto, iktidarı sırasında ailesiyle birlikte ülkenin gayri safi milli hasılasının yaklaşık yüzde 0.6 ve yüzde 1.3 oranındaki miktarını zimmetine geçirerek, onlarca milyar dolar değerinde olduğu tahmin edilen bir servet edindi. Diğer yolsuzluklar içinde sadece kamu fonlarının 570 milyonluk bir miktarını zimmetine geçirmekle suçlanan yaşlı diktatör, bütün tutukluluk kararlarından bir tıbbı rapor sayesinde kaçabildi.

Endonezya’nın günümüzdeki devlet başkanı Yudhoyono bugün Suharto’nun kişiliğinde, «Endonezya’nın en iyi oğullarından birini, çok sevdiği ülkesine çok büyük hizmetler vermiş olan en iyi ulusal yöneticilerden birini» selamlamaktan korkmuyor. ABD onun şahsiyetinde «tarihi bir şahsiyeti» selamladı. Suharto’nun kanlı onlarca yıllık iktidarının sonuçlarına hala katlanmak zorunda olan milyonlarca Endonezyalı emekçi tüm bunları yargılayacak. LO (01.02.2008)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2008  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 117 - 7 mart 2008  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi’nin Sözü   ?