Sinif Mucadelesi

Darbecilerin Anayasası’na hiçbir açığı kapatmayan bir yama daha

Pazar 8 Ağustos 2010

AKP’nin hazırladığı Anayasa değişikliği paketi kabul edilirse, 12 Eylül 1980’de başa geçen generallerin hazırlattığı anayasa, 17’nci kez değişmiş olacak.

Anayasa’daki en kapsamlı değişiklik 34 madde ile 2001 yılında yapıldı. O dönemde bu değişikliklere bağlı olarak Medeni Kanun ve Ceza Kanunu’nda değiştirilmişti.

Bugün, hazırladığı değişiklik paketiyle “demokrasi” getirdiğini söyleyen AKP, ilk iktidarı döneminde; 2004 yılında Anayasa’nın 10 maddesini değiştirmişti. Hatta bugün değişiklik yapılan kimi maddeler, örneğin yasa önünde eşitlik veya sendikal hakların geliştirilmesine ilişkin maddeler, o dönemde de değiştirilmişti. Yani “demokrasiye” ilerleyişte fazla aceleleri yok!

Değişikliklerin çoğu, düzenin iç hesaplaşmasına ilişkin: Ordu ve Kemalist kadrolar ile hükümet arasındaki kavganın kökeninde palazlanan Türk burjuvazisinin yeni ihtiyaçları temelinde siyasi sistemin biçimlendirilmesi var. Siyasi iktidarın ordu ve bürokrasi karşısında konumunu güçlendiren bu değişiklikler esas tartışma bu konuları.

Her pakette, alanları biraz daha sınırlanan generallere dokunan; para kaynaklarını sivil denetim altına alan maddeler var. Bu önemli, çünkü Türk burjuvazisi bir süredir “Kürt savaşı” için ne kadar para harcadığını hesaplıyor ve bu paranın boşa gittiğini söylüyor. Bu nedenle “siyasi çözüm” istiyor, ordunun bu savaş üzerinden gelişen gücünün kırılmasını amaçlıyor.

Sonuçta bu pakette planlanan değişiklikler, mevcut anayasadan daha “demokratik” ama zaten her şey 12 Eylül Anayasasından daha demokratik! Çünkü 12 Eylül Anayasası emekçiler üzerinde, burjuvazinin çıkarları için müthiş bir denetim getirmişti. Sendikal haklara ilişkin üç düzenleme var ama zaten çok kısıtlı olan sendikal hakların çerçevesi genişletilmediği için bu değişikliklerin gerçekte karşılığı olmayacak. Örneğin bir işçi birden fazla sendikaya üye olabilecek ama bu bir şey ifade etmez çünkü bir işyerinde sadece bir sendika olabiliyor. Memurlara toplusözleşme hakkı veriliyor ama grev hakkı yok.

Anayasa üzerine AKP’nin gündeme getirdiği konu 12 Eylül darbesine ve tüm askeri darbelere karşı olup olmamaya kaydı. Çünkü pakette 12 Eylül darbecilerinin yargılanmasını yasaklayan madde kaldırılıyor.

MHP ile birlikte Kemalist kadroların ve orta sınıfın temsilcisi olan Türkiye’nin sözde sosyal demokrat partisi CHP, halk oylamasında “hayır” oyu verme çağrısı yapıyor. Bu durumda CHP, darbeyi destekleyen parti, AKP darbeye karşı çıkan parti konumunda.

AKP tarafından bu şekilde sıkıştırılan CHP bu konumdan kurtulmak için önce kendisi iktidara gelirse daha iyi bir anayasa yapacağını söyledi. Ardından, eski genelkurmay başkanına saldırdı. Şimdi de son bir girişimde bulundu. Ordunun darbe gerekçesi olan bir kanun maddesini, TSK İç Hizmet Kanunu’nun 35’inci maddesinin değiştirilmesini önerdi.
CHP’nin önerisine göre; "Silahlı Kuvvetlerin vazifesi; Türk yurdunu ve Anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyetini kollamak ve korumaktır" şeklindeki madde "parlamenter demokratik sistemin işlerliği çerçevesinde ve anayasaya bağlı olarak cumhuriyeti korumak" olarak değiştirilirse darbeler önlenecek! Görüldüğü gibi kelimelerin gücü anlatılamaz!

Sanki darbe “Türk yurdu” tehdit altında olduğu için mi yapıldı? Askeri darbe, ekonomik kriz içinde boğulan Türk burjuvazisinin işçi sınıfını, askerin süngüsü ile geriletmek, örgütlerini dağıtmak amacıyla yapıldı. Ve başarılı da oldu. Ama bundan hiç söz edilmiyor.

Bu halk oylaması emekçiler açısından bir tuzak. Eğer “hayır” çıkarsa milliyetçiler ve generaller güçlenmiş olacak. Sanki darbe destekleniyor izlenimi çıkacak.

Eğer “evet” çıkarsa AKP bunu kendine bir destek olarak açıklayacak ve emekçilere yönelik baskıcı siyasetini sürdürecek.

AKP, patronların bile memnun olmadığı, göstermelik maddelerle dolu bu halkoylaması bahanesiyle tüm yazı, emekçiler açısından boşa geçiriyor. Kendisi için gelecek seçime oy topluyor. Ve tüm partiler de onun gibi.
Her koşulda bu halkoylaması düzenin devamına hizmet edecek. İste bu nedenle emekçilerin bu halk oylamasını fırsat bilip kendi sorunlarını gündeme getirmelidir. (03.08.2010)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2010  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 146 - 6 Ağustos 2010  Site yaşamını izle Siyasetin Gündemi   ?