Sinif Mucadelesi

Siyasiler ve generaller anlaştı: kan dökmek için

Perşembe 13 Mart 2008

Ordu, 25’inci kez PKK’yla mücadele bahanesiyle Kuzey Irak’a girdi. Sekiz gün boyunca on bin asker, zorlu kış şartlarında dağ, taş dolaştırıldı. Generallerin, siyasilerin bu kararının bedeli, ordunun yaptığı resmi açıklamaya göre 24 asker, 3 korucu, 240 PKK’lı öldürülmesi oldu. Yabancı basın, bu rakamların çok daha yüksek olduğunu söylüyor. Kürt kaynaklar ise, öldürülen asker sayısını 120 civarında, PKK’lı sayısını 8 civarında açıklıyor. Askerlerin bir kısmının soğuktan donduğunun yazıldığını da eklemek gerek.

Sonuçta, utanmaz generaller, yaptıklarını sıralayıp, ardından askeri operasyon sorunu çözmez "cahillik ve işsizlik" sorunlarının çözülmesi gerekir diyorlar. Hükümet ise, daha iki yüzlü. Erdoğan ve bakanları "her şey bizim kontrolümüzde" diye yeminler ediyor ama ölümleri, yıkımları, hatta savaşa karşı çıkanlara uygulanan şiddeti ağızlarına almıyorlar, sorumluluğunu üstlenmiyorlar.

Birkaç ay önce, "sivil çözüm" diye gürleyen, "ülkem için herkesle görüşürüm" diyen, Genelkurmay Başkanı ile ağız dalaşına giren başbakan, birden en askerci oldu.

Birkaç ay önce "sivil çözüm" umutları yaratıp, oya dönüştüren hükümet, şimdi generallerin yeniden öne çıkmasına olanak verdi. Bu bir gereklilik değil, tercihtir. Bu tercih, elbette tam olarak bilemeyeceğimiz ABD’nin, hatta Irak yönetiminin de dahil olduğu bir çerçevede yapıldı. Ancak şu açık, bu tercih Kürt halkının sorunlarının çözümü yönünde bir adım olmadı, tüm topluma zarar verdi.

Türkiye’de yaşayan Kürt halkı, neredeyse cumhuriyetin kuruluşundan bu yana gözle görülebilen bir ayırımcılık ve baskı altında. 1980 askeri darbesinden sonra batı ilerinde askeri yönetim 2 yıl sürdü, Kürt illerinde ise 24 yıldan fazla. Üstelik o zaman, onların deyimiyle PKK "bir avuç çapulcu" idi. Kürt illerinde dayanılmaz boyutlara gelen işsizlik ve yoksulluk, baskı ve ayırımcılığa, Kürtlerin bir halk olarak siyasal, sosyal ve kültürel haklarının tanınması sorunları da ekleniyor. Elbette ki bugün Irak ve genel olarak Ortadoğu’daki durumu, özellikle petrolün kimin elinde olacağı sorunu da ekleniyor.

Tüm bunlara Türk hükümetlerin siyaseti, Kürdü yok sayma, başını kaldıranı katletme, siyasetten dışlama, köyleri yakıp yıkma, mermi, asker ve polis baskısı ve kan oldu.

Generaller 1985-2008 yılları arasında 35 bin PKK’lı öldürdüklerini söylüyorlar. Sonuç? Kürtler aynı sorunları yaşıyor, ihtiyaçları aynı, eksiklikleri aynı.

Savaş ortamı, sadece öldürülenleri değil tüm toplumu çürütüyor. Askeri itaat, boyun eğme, erkek baskısı, yani emir komuta zinciri tüm toplumu kıskacına aldı. Farklı söz, başka bir sorunu söylemek, bir talepte bulunmak adeta "yasak". Anneler, "diğer tarafta ölenlerde çocuk" diyor, ama gizli gizli. Milliyetçi bir temelde savaşa itiraz eden Bülent Ersoy’un başına gelenler de bunun bir örneği.

Savaş ortamı, milliyetçi duyguları, ayırımları körüklüyor. Özellikle generallerin yönlendirmesiyle medyanın yaptığı savaş çığırtkanlığı, Amerikalı bir patronun sahip olduğu Foks kanalı gibi Türk milliyetçiliği şampiyonları, çözümü değil, ayırımı, dışlanmayı körüklüyor. Türklerle aynı işyerinde çalışan emekçiler, her Kürdün terörist ilan edildiği, kendi gençlerinin katledilmesinin övüldüğü bir ortamda ne hisseder?

Utanmaz siyasetçiler, kendi küçük politik planları için, türban, ekonomik krizi gizlemek, Kürtleri "devletçi-devlete karşı olan" diye bölmek, seçim yatırımı, SSK yasasını geçirmek için ya da başka gerekçelerle kanlı yollar izlemekten çekinmez. Çünkü onların sorumlu oldukları sadece kendi iktidar dönemleri ve onları iktidara taşıyan patronların talepleridir.

Ayrı devlet kurma hakkı da dahil olmak üzere Kürt halkının mahrum bırakıldıkları karşılanmadığı sürece bu sorunun sonu gelmeyecek. Bunu ancak aynı sorunları yaşayanlar, Kürt ve Türk emekçiler birlikte gerçekleştirebilir. Sıcak odalarında, sırça köşklerde yaşayanlar değil. (04.03.08)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2008  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 117 - 7 mart 2008  Site yaşamını izle Başyazı   ?