Sinif Mucadelesi
Mücadele işyerlerine ve işkollarına yayılıyor

İşçilerin önündeki ilk engel, sendika bürokrasisi!

Çarşamba 10 Mart 2010

Tekel işçilerinin Ankara’da 78 gün süren özlük hakları mücadelesi sendika bürokrasisi tarafından bitirildi. Mücadeleyi sürdürmek için işçilere oylama yapan Gıda-İş yönetimi, mücadeleyi bitirmek için işçilerin fikrini bile sormadı.

Tek Gıda-İş’in Tekel işçileri adına 4C’ye başvuru süresinin uzatılması için Danıştay’a yaptığı dava başvurusu olumlu sonuçlanmasını bahane olarak kullandı. Oysa işçiler, 4C’ye geçebilmek için değil, 4C’ey karşı oldukları için mücadele etti.

Sendikanın yaptığı açıklamaya göre mücadeleye katılan 8 bin 300 işçinin içinden 4C’ye 3 bin civarında müracaat oldu. İşçilerin çoğunluğunun mücadele kararlılığı sürüyordu.

Ancak sendika bürokratlarının cephesinde durum aynı değildi. Önce mücadeleyi gerileten ve zamana yayan “eylem takvimi” açıklandı. Ardından Gıda-İş’in başkanı, Türk-İş’teki görevinden istifasını.

Elbette, diğer bürokratlardan aşağı kalmayan Gıda-İş Başkanı Türker, istifasından dönmek için açık kapı bırakmayı ihmal etmedi. Türker, uzlaşma isteyen bürokratlarla mücadele isteyen işçiler arasında kalmıştı. Gönlü uzlaşmadan yanaydı ama haklarını almadan gitmek istemeyen Tekel’in kadın ve erkek işçilerini aşması gerekiyordu.

Türker, mahkeme kararından sonra mücadelenin yeni bir evreye girdiğini söyledi. Mücadeleyi her yere yaymaktan söz ediyor ama elbette ki hükümeti dize getirecek olan fabrikalardan bahsetmiyor. Daha önce de “çadırlarda komün yaşamı var” diyerek, çadırlardan çıkmaktan bahsetmişti. Sanki işçilerin, onları destekleyen emekçilerle birlikte her şeylerini paylaşmaları, dayanışma içinde olmaları yani “komün” gibi yaşamaları kötü bir şeymiş gibi. Ondan önce de genel grev kararı açıklamayan Türk-İş yönetimini protesto eden Tekel işçilerine kızmış, engel olmaya çalışmıştı. Bürokratlar için bir süreden beri “hava dönmüştü”.

Oysa bugüne kadar mücadeleyi çadırlara hapseden, örgütlü oldukları işyerlerine, işkollarına yaymayan kendileri idi.

Tekel işçilerinin 4C’ye karşı yürüttükleri haklı mücadele hükümet eliyle yürütülen güvencesiz, düşük ücretle çalışmayı gözler önüne serdi. Tekel işçilerinin talebi, artık tüm emekçilerin ortak talebi. İşte bu nedenle hükümet, hem doğrudan hem de sendika bürokrasisi üzerinden Tekel işçilerine karşı uyguladığı baskıyı arttırdı.
AKP hükümetinin 2004’te Bakanlar Kurulu kararı ile uygulamaya koyduğu 4C, başbakanın söylediği gibi işçilere iş vermiyor, işsiz bırakıyor. Rakamlar bunu gösteriyor. Devletin 2007’de 4C’de çalıştırdığı işçi sayısı 69 bin iken 2009’da 18 bine düşürüldü. Güya 4C’ye göre, özelleştirilen işyerlerinden gelen bu işçiler, emekli olana kadar çalıştırılması gerekirken çoğu iki yılda işten çıkarılmış. Bu yıl ise 4C’de çalışanların sayısı Tekel mücadelesi sayesinde 38 bine çıktı. Yine onlar sayesinde ücretleri arttı, çalışma ve ücret alma süresi bir ay uzadı. Son olarak da hükümet, bir geri adım daha atarak 4C çalışanlarına sendikalı olma hakkı tanımak zorunda kaldı.

Tekel işçilerinin mücadelesi ve onların kazandıkları, önümüzdeki aylarda özelleştirme mağduru olarak aynı süreci yaşayacak olan İl Özel İdareleri, şeker, PTT, enerji gibi iş kollarında çalışan 126 bin işçinin, 4B mağdurlarını ve tüm işçilerin de geleceğini etkileyecek.

Türk-İş bürokrasisi, ellerinden gelenin fazlasını yapan kadın ve erkek Tekel işçilerinin mücadelesini bilinçli olarak bitirdi. Çünkü tazminatlarını bile alamadan işten çıkarılan Tariş işçilerine ve tüm emekçilere destek ve moral vereceklerini, örnek olacaklarını çok iyi biliyorlar. İşçi sınıfı, mücadeleyi ilerletmek ve diğer işyerlerine, işkollarına yaymak için gerekli çabayı göstermeyen, işçilere danışmayan, göstermelik “eylem” kararlarıyla gerçek yüzlerini gösteren sendika bürokratlarını aşıp kendi öz örgütlerini oluşturabilirse, kazanma şansı olabilir. (07.02.2010)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2010  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 141 - 6 Mart 2010  Site yaşamını izle Başyazı   ?