Sinif Mucadelesi

Islak mendil (irtica belgesi-imza) kokusu var

Pazar 15 Kasım 2009

Haziranda sözde irtica ile mücadele kapsamında, Genelkurmay Başkanlığı bilgisi dahilinde AKP hükümetini ve dinci Fethulah Gülen tarikatını bitirme amaçlı bir araştırma yapılmış ve bir plan ve proje hazırlanmış. Belgede, Deniz Kuvvetlerine bağlı kurmay albay Dursun Çiçek’in imzası var. Belgenin savcıya gönderilmesi üzerine albay, önce tutukladı ardından 24 saat içinde serbest kaldı.

Hükümet ile askerler aralarındaki kirli ilişkilerden dolayı birbirlerine tolerans tanımak zorunda kalmış olmalılar.

Dönem dönem, devlet çok farklı yöntemlerle büyük sermayenin çıkarlarını korumaya çalışır. Geçmişte 5-6 Eylül’de Ermeni ve Rum sermayesine el koyma olanağı veren olaylar, Selanik’te Atatürk’ün doğduğu eve bomba atanın Türk istihbaratı olduğu, olayların kışkırtıldığı ortaya çıktı. 12 Eylül öncesinde de yükselen işçi sınıfı mücadelesinden büyük sermaye rahatsız olmuştu. Bu dönem CIA ile MİT birlikte tezgahladıkları olaylar daha hafızamızda. Maraş, Sivas, Çorum katliamları, sağ-sol gençlik çatışması ile birlikte gelen 12 Eylül askeri darbesinin izlerini yaşıyoruz. Darbenin baskısı sonrasında yükselen Kürt ulusal mücadelesine karşı 40 bin kişinin katledilmesi ve 17 bin kişinin faili meçhul cinayetlere kurban gittiği ortada. Daha sonra susurluk çetesi ortaya çıktı, devletin tüm organlarının nasıl uyum içinde cinayetler işlediklerini öğrendik.

Tüm karanlık tezgahlarda ordunun payı büyük. Yine, irtica gericiliğinin en yüksek dönemi askeri darbe dönemleridir. Bugünkü hükümet, 12 Eylül darbesinin getirisidir. 12 Eylül darbesi sürecinde zorunlu din dersleri, her köye cami, yaz yalarında kuran kursları, dini bayramlarda televizyon ve gazetelerde yayınlanan dini propaganda sonucunda ezilen kitleler daha da uyutulmaya çalışıldı, tarikatlar büyük yol kat etti. Sadece Fethullah Gülen tarikatının sermayesi 50 milyar doları geçmektedir. Gülen, 12 Eylül darbesini yapan Kenan Evren için “yeri cennettir” demişti. İrtica ile mücadele orduya bırakılırsa sonuçları daha vahim olacağı açık.

Ordunun dinle bir sorunu yok. Ezilenlerin, düşünmemesi, sorgulamaması, kaderine razı olması isteniyor. Büyük sermaye tarafı, gülen taraf oldu.

Günümüzde sermayenin küreselleşme planı çerçevesinde Avrupa Birliği’ne girmek ve normlarını yerine getirebilmek için mevcut ordu hiyerarşisinin, siyasi erkin üstünde politika yapamaması için orduya çeki düzen vermek gerekiyor.

Yani ordunun artık siyasiler üzerindeki etkinliğinin kırılması gerekiyor. Bunu, büyük sermaye istiyor, Amerika istiyor, Avrupa Birliği istiyor. Ama yıllarca ayrıcalıklarını korumuş olan, hiç sorgulanmayan, kendi başına güçlü bir blok olan ordu istemiyor. Bu nedenle sermayenin istediği değişimi yaşama sancıları çekiyor. Buna ayak direyenlerle değişimi isteyenlerin çatışmasıdır. Eski ortam olsaydı, ordunun planlarını dışarıya sızdıran bir günde bulunur, hemen vatana ihanetten yargılanırdı. Şimdi yapamadıkları görülüyor. Bu sürecin sancılı geçeceği görülüyor. Bundan böyle artık psikolojik savaş süreci yaşanacak. Belgeler, halkın orduya güveninin kırılmasına dönük hamleler olarak sayılmalı.

Ergenekon davası, ıslak imza tartışmaları devam edecek. Filler dövüşüyor, çimenler eziliyor. Halbuki bundan önce bir çok belge hazırlandı, hatta rapor şeklinde övüle övüle basına yansıtıldı. Genelkurmay başkanı İlker Başbuğ basın toplantısında “bu belge bir kağıt parçasıdır” demişti. Ancak paşanın yalanı yüzüne gözüne bulaştırdığını ortaya çıktı. Eski genelkurmay başkanı Yaşar Büyükanıt ile başbakanın yaptığı gizli toplantının perdesi aralanmadan bu kez irtica belgesi sonrasında yenisi ile başbakanın toplantısı tekrarlandı.

Öyle gözüküyor ki bunlar kirli ilişkilerde birbirine dokunmayacak şekilde anlaşacaklar. Pazarlık sonucunda sadece birkaç kişiyi feda edip noktalayacaklar.

Oysa ekonomik krizin faturası ezilenlerin üzerinde tüm yönleriyle etkili oluyor. Bir milyon çalışan işini kaybetti. İş hacmi daraldı. Bütçe açığı yükseldi. Yeni zamlar açık açık dillendiriliyor. İşçiler ve emekçiler asıl sorunlarını tartışmadan uzaklaştırılıp Ergenekon, açılım, belgeler, irtica gibi gündemlerle meşgul ediliyor. Büyük sermaye, hükümet, ordu ve tüm siyasi kesim, ıslak mendili buruşturarak birbirlerine paylaştırıyorlar. Hiç biri bir diğerinden temiz değil. Tartışma, darbeleri yargılamak için değil, siyasi ve ekonomik üstünlük sağlama mücadelesidir. (04.11.09)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2009  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 137 - 6 Kasım 2009  Site yaşamını izle Siyasetin Gündemi   ?