Sinif Mucadelesi

Domuz gribi rezaleti…

Pazar 15 Kasım 2009

En az iki haftadan beri domuz gribiyle yatıp kalkıyoruz. Başta sağlık bakanı olmak üzere hükümetin sağlık yetkilileri ve medyanın büyük bölümü domuz gribinin ne kadar tehlikeli ve öldürücü olduğunu ısrarlı bir şekilde açıklıyor. Ardından da hükümetin insanların sağlık sorunlarıyla yakından ilgilendiği için yarım milyar lira verip 40 milyon adet domuz gribi aşısı aldığı açıklanıyor. Diğer yandan bazı ciddi tıp çevreleri, geçen yıl Türkiye’de grip nedeniyle 17 bin kişinin öldüğünün ve bu yılki grip virüsünün daha az etkili olduğu için 5 bin ölü tahmin edildiğini belirtiyor.

Şimdiye kadar kitlelerin sağlık sorunlarıyla fazla ilgilenmeyen hükümet, nasıl olurda aniden ve “büyük” bir ilgiyi gösteriyor?

Biraz derinliğine bakılırsa, devlet kasasından ilaç siparişiyle büyük ilaç şirketlerine para aktarıldığı görülüyor. Bu durum, ABD ve Avrupa ülkelerinde başladı. Örneğin toplam nüfusu 62 milyon olan Fransa, tanesi 8 avrodan 94 milyon adet domuz gribi aşısı satın aldı. Medyada çıkan haberlere göre ilaç şirketleri bu aşıdan 36 milyar dolar kazandı. Hükümetlerin, vatandaşı, sağlıklı kılma değil ama aşılama isteğinin nedeni ortaya çıkıyor!

Grip virüsü her kış, hava akımlarıyla farklı ülkelere uğruyor ve böylece bir dünya turu yapıp her yıl değişime (mutasyon) uğruyor. Bu nedenle bir yıl kullanılan grip aşıları, ertesi yıl işe yaramıyor.

Grip aşısı üreten şirketler, her yıl kış gelmeden birkaç ay önce virüsün geleceği bölgelere gidip, örnek virüs alarak, gelecek virüs için aşı üretiyor.

Grip aşısı bağışıklık sistemi zayıf olanlar için gerekli. Genellikle bu kişiler, yaşlılar ve çocuklar. Grip aşısı ile küçük miktarlarda grip virüsü vücuda verilerek, bağışıklığı zayıf olan vücudun kendini virüse karşı koruması mümkün kılınıyor. Bu nedenle bazı ülkelerde yaşlılar, örneğin Fransa’da olduğu gibi, 65 yaş üstü kişiler ücretsiz grip aşısı olabiliyor.

Gribe yakalanmış bir kişinin bulunduğu mekanda bulunan istisnasız herkese grip virüsü bulaşır. Ancak bağışıklık sistemi güçlü olan kişiler gribe yenik düşmez. Yani grip olmazlar. Üstelik sağlık sorunları olmayan bir kişi gribe yakalandığında bile vücut yaklaşık bir hafta içerisinde bağışıklık geliştirerek gribi yener. İşte bu nedenle gribe yakalanan bir kişi eğer ilaç alırsa yedi gün-de, ilaç almaz dinlenirse bir haftada iyileşir diye bir deyim var.

Önce Ankara’da sonra başka şehirlerde bazı okullar, grip salgını veya temizlik iddiasıyla kapatıldı ve 15 milyon öğrenci evlerine gönderildi. Bir sürü emek ve boşuna para harcanıp toplu kullanılan mekanlar dezenfekte edildi. Tıp çevrelerinin açıkladığı gibi okulların bir gün kapatılmasıyla ve yerlerin ilaçlanmasıyla grip salgınına karşı ciddi bir mücadele yapılamaz. Grip virüsü vücuttan çıktıktan sonra 15 dakika için yok oluyor. Yapılması gereken gençlerin ve tüm toplumun sağ-lıklı beslenme, barınma olanak-larını sağlamak, hastalananların sağlık kuruluşlarına kolayca gidebileceği, tedavi olabileceği bir sağlık sistemi oluşturmaktır.

Toplum sağlığı için kılını kıpırdatmayan hükümet, aşı ile “mucize çözüm” masalı anlatıyor. İnsanlara korku verip gösteri yapılıyor, domuz gribi aşısı için verilen milyarların ne kadar “gerekli” olduğu yutturulmaya çalışılıyor. Oysa bazı tıp çevreleri domuz gribi aşısının en iyi şekliyle hiçbir işe yaramayacağını ve Türkiye’ye gelen virüsün değişime uğramış olduğu için yan etkilerinin bile alabileceğini, mevsimlik grip aşısının daha yararlı olduğunu söylüyorlar.

Kısacası bu “domuz gribi” hikayesinin ne gibi üç kağıt ve iğrenç bir yanıltma olduğu dünyadaki ve Türkiye’deki bazı ciddi tıp çevreleri sayesinde, her şeye rağmen öğrenilmeye başlandı. İşte, başbakanın “aşı olmam” diyerek sağlık bakanını “yanlış bilgi veriyorsun” diye azarlaması ve bazı bakanların açıkça aşı yaptırmayacaklarını söylemesi bundan. Erdoğan “bunun yarın kimse, siyasi iradeye faturasını kesmesin, cebren bu iş olmaz” demesi de, artık bu sahtekarlığın ortaya çıkmasının belirtisi olsa gerek!

Doğru, grip virüsü tehlikeli olabilir, ona karşı korunmak gerekli. Ama bundan çok daha tehlikeli bir virüs var; kapitalizm virüsü! (05.11.09)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2009  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 137 - 6 Kasım 2009  Site yaşamını izle Emekçinin Gündemi   ?