Sinif Mucadelesi

Doğal felaketler değil, kâr düzenini sürdürenler sorumlu

Perşembe 15 Ekim 2009

Eylül ayı içinde ard arda yaşanan sel felaketleri yüzünden onlarca insan öldü, yaralandı, evlerini, işlerini kaybedenler oldu.

En büyük felaketin yaşandığı yerlerin yöneticileri ve belediye başkanları, önce yağmuru, sonra su yollarında inşaat yapanları suçladılar.

İkitelli’de, işe gitmek için, eşya taşımakta kullanılan minibüse binmek zorunda bırakılan sekiz kadın işçi sel sularına kapılan araçta boğuldu. Patronların yaptığı hiçbir şey gerektiği gibi denetlenmiyor, patronların çıkarına dokunacak hiçbir karar alınmıyor.

Edirne’de su baskını uyarısına rağmen işe gitmek zorunda bırakılan 311 işçi sular altında kalan tuğla fabrikasının damından helikopterle kurtarıldı. Onları işe gitmeye mecbur bırakan patron ve işi tatil etme kararı almayan resmi idareciler bu yaşananların asıl sorumluları.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, felaketin ardından acıları oya dönüştürmek isteyen CHP’nin suçlamalarına yanıt veren bir basın toplantısı yaptı. Karşılıklı suçlamalar, rant kavgasıyla açılan karşılıklı davaları, birbirini yalanlayan bilirkişi raporlarını, belediye meclisi kararlarıyla değiştirilen imar planlarını ve diğerlerini ortaya serdi. Ve sonuçta ortaya çıkan şu oldu: Hem CHP’li hem de 17 yıldır İstanbul belediyesini yöneten yöneticiler, sorumludur. Tıpkı, diğer yerlerde olduğu gibi.

Sel felaketine “aşırı yağış”ı bahane bulan yöneticiler, sadece bayramda 96 kişinin öldüğü bazılarının sakat kalacağı 390 kişinin yaralandığı trafik kazalarını hiç gündeme getirmedi. Erdoğan, kendisini iktidara getiren ilk seçimde durmadan “bölünmüş yol” yapacağını söyleyip, kazaları, ölümleri azaltacağını söylüyordu. Her şey gibi bu da afta kaldı.

Siyasiler birbirlerini suçlarken, patronların kâr hırsıyla yaptıklarını ve onların da göz yumduklarını da gündeme getirmediler. İkitelli’de 7 kişinin öldüğü tır garajının 14 yıldır ruhsatsız nasıl çalıştığını, tatil sitelerinin imarının kâr için nasıl ayarlandığını, 5 kişinin öldüğü Artvin’de özel sektörün yaptığı barajlar için dere yolarının değiştirildiğini, su miktarı artınca barajların yıkılmaması için kapakların açıldığını söylemediler.

İkitelli’de bu derece büyük su baskınına neden olan bir etken de, İkitelli’nin yukarısında, orduya ait suni bir göletin yıkılması sonucunda 80 bin ton suyun aniden akması oldu. Generaller, televizyonlarda yayınlanan görüntülere rağmen, göletin yıkıldığını bile kabul etmediler.

Tepedekiler, emekçilere karşı son derece hor görülü, ne emekçilerin yaşamlarını önemsiyorlar ne de görevlerini en asgari seviyede bile yapıyorlar. Belediye yönetimleri, şehirlerde son yılarda gittikçe büyüyen rantın patronlar arasında paylaşımından başka bir iş yapmıyor.

Bu son felaketi de bunun için kullanacaklar. Belediye başkanı “acımasız olacağız” dedi. Yani bugüne kadar oy kaygısıyla dokunmadıkları emekçilere, yoksullara artık çekinmeden zarar verecekler. İkitelli çevresindeki gecekondu bölgeleri yıllardır yıkılıyor ama tır garajları yerinde kaldı. Özellikle ruhsatsız olanı ve adı “Osmanlı” olan tır garajı. Bu isim bile bazı şeyler anlatıyor!

İnsan, ani ve güçlü doğa olayları karşısında çaresiz. Ancak bugün bilimsel bilgi ve teknik sayesinde, bu tür doğa olaylarını önceden bilebiliyoruz. Ve şehirleri, toplumsal hayatı, insanı bu olaylardan en az şekilde etkileyecek biçimde düzenlemek mümkün. Ancak böyle bir şeyi gerçekleştirmek için insan yaşamını birinci öncelik kabul eden bir düzen gerekli.

Bugün yaşadığımız kapitalist düzen, insan yaşamını değil, bir avuç patronun kârını önemsiyor, toplumsal yaşamı kâra göre düzenliyor. İnsanlık daha iyi bir düzeni hak ediyor. (30.09.09)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2009  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 136 - 2 Ekim 2009  Site yaşamını izle Emekçinin Gündemi   ?